Her ne istiyorsanız yiyebilirsiniz.
- You can eat whatever you like.
O sana her ne söylerse yap.
- Do whatever he tells you.
O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.
- When he is drunk, he grumbles and fights. When he is sober, he lies on whatever comes to hand and says nothing.
Ne olursa olsun, hiç kimseye bunun hakkında bir şey anlatmayacağım.
- Whatever happens, I won't tell anybody about it.
Hakkında suçlu hissedeceğin herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to feel guilty about.
Okumak istediğin herhangi bir kitabı alabilirsin.
- You may have whatever book you want to read.
Her ne istiyorsanız yiyebilirsiniz.
- You can eat whatever you like.
İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç vereceğim.
- I will lend you whatever book you need.
Hakkında suçlu hissedeceğin herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to feel guilty about.
Hakkında endişe edeceğin herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to worry about.
Ölüm, hangi biçimde olursa olsun, iğrençtir.
- Death, in whatever form, is repulsive.
O hangi oyunu oynarsa oynasın her zaman kazanır.
- Whatever game he plays, he always wins.
Whatever choice you make, there will be consequences.
She's like so whatever / You can do so much better.
Do you want Chinese or Mexican for lunch today? — Whatever.
... growth than ever. And that reminds me to pause and once again ...
... there are big penalties. Except they didn't ever go on to define what a qualified mortgage ...