Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.
- Tomorrow it will rain in the south of England.
Japonya ve Güney Kore komşudur.
- Japan and South Korea are neighbors.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
- In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
- In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
Görgü tanıkları bombalamadan hemen sonra Tom'un Park Street'te güneye doğru yürüdüğünü gördüler.
- Eye witnesses saw Tom walking south on Park Street just after the bombing.
Güneye doğru uçan bir sürü kuş gördüm.
- I saw a lot of birds flying toward the south.
Tom güneyden geliyor.
- Tom comes from the south.
Kuzey güneyden zıt yöndedir.
- North is the opposite direction from south.
Bu pencereler güneye bakıyorlar.
- These windows look to the south.
Benim evim güneye bakıyor.
- My house looks to the south.