Hangi öğrenci dışarı çıktı?
- Which student went out?
Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
- Tom put his hat on and went outside.
Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
- I don't want to go out.
Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
- I was obliged to go out yesterday.
Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.
- It's not a good idea to go out after dark by yourself.
Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
- It's fun to go out with her.
Benimle flört etmek ister misin?
- Would you like to go out with me?
Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
- I was obliged to go out yesterday.
Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
- I don't want to go out.
Şu anda dışarı gitmek tehlikeli.
- It's dangerous to go outside right now.
Köpek dışarı gitmek istiyor.
- The dog wants to go outside.
Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
- Daddy, may I go out and play?
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
The lights went out.
They've been going out since for 3 years now, but still live apart.
He thought Nehru jackets went out only in the late seventies.
After going to Joan's for dinner, they went out.
And cold the poor man lies at night, / And so goes out the year.
... THE MAGIC SHOP ACROSS THE MALL WENT OUT OF BUSINESS. ...