O, bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- As a singer, she's well known.
O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- A very well known wine is produced in that region.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
O meşhur bir sanatçıdır.
- He is a famous artist.
Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- His son became a famous pianist.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- Her book is famous not only in England but also in Japan.
Jim Carrey iyi ve çok tanınmış bir komedyendir.
- Jim Carrey is very famous and a good comedian.
O tanınmış bir dağdır.
- That's a famous mountain.
Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
Örümceklerin böcek olmadıkları iyi bilinen bir gerçektir.
- It's a well-known fact that spiders aren't insects.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
A common approach is for the server to accept messages at a well-known port.
... in 2011, population is declining in more than 50 countries. Not well-known. ...
... He will be well known to you as with a background in print ...