O çok iyi tanınmıştı.
- He was very well known.
O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- A very well known wine is produced in that region.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
İrlanda oya işleriyle meşhurdur.
- Ireland is famous for lace.
Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- His son became a famous pianist.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- Her book is famous not only in England but also in Japan.
Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.
- Mary is a famous pop star.
Michael Jackson, Abd'nin en tanınmış şarkıcısıydı.
- Michael Jackson was the most famous singer in the United States.
Örümceklerin böcek olmadıkları iyi bilinen bir gerçektir.
- It's a well-known fact that spiders aren't insects.
Onun çok iyi bilinen bir aktris olduğu söylenilmektedir.
- It's said that she's a well-known actress.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
A common approach is for the server to accept messages at a well-known port.
... they're probably pretty well known. ...
... in 2011, population is declining in more than 50 countries. Not well-known. ...