weiter!

listen to the pronunciation of weiter!
ألمانية - التركية
ilerdeki
devam edecek
devamla
sürecek
daha ileri
devam eder
daha uzak
ilerik
devam ediyor

Hayat bana şu üç kelimeyi öğretti: Hayat devam ediyor. - Das Leben lehrte mich drei Worte: Das Leben geht weiter.

Her yeni gün hayatın yeni başlangıcı olmalı. Kafayı kaldır! Önüne bak! Hayat devam ediyor çünkü her yaşam sonsuzluğun başlangıcıdır . - Jeder Tag sollte der Anfang eines neuen Lebens sein. Kopf hoch! Schau nach vorne! Das Leben geht weiter, denn jedes Leben ist der Anfang einer Ewigkeit.

daha öteye
daha uzakta
daha uzağa
{'vaytır} daha uzak; diğer, öteki, başka
daha geniş; daha uzak; daha uzun; diğer, başka, öteki
الإنجليزية - التركية

تعريف weiter! في الإنجليزية التركية القاموس.

along
boyunca

Bütün duvar boyunca karalamalar vardı. - There were scribbles all along the wall.

İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü. - As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.

along
yanına

Kamerayı yanına almayı unutma. - Don't forget to take along the camera.

along
ileriye
along
beraberine
along
yanısıra
along
süresince
along
orada
along
buraya

Köpeğimi yanımda getireceğim böylece onunla tanışabilirsin. Ne! Buraya hayvan getirmeye yeltenme! - I'll bring my dog along, so you can meet him. What?! Don't you dare bring that animal here!

Tom'u kim buraya davet etti? - Who invited Tom along?

along
kıyısında
along
(Ticaret) alonj
along
orada/oraya
along
birlikte

Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler. - Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together.

Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi. - My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.

along
yanında

O, kız kardeşini yanında götürdü. - He took his sister along.

Yanında okuyacak bir şey getir. - Bring along something to read.

along
alongshore kıyı boyunca
along
bordasına
along
yanı sıra

Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir. - Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.

along
ileri
ألمانية - الإنجليزية
Proceed!
Resume!
longer
along
on
onwards
further
wider

They don't realize that they're being used as pawns to obtain a wider political objective. - Sie machen sich nicht bewusst, dass sie als Bauern geopfert werden sollen, um ein weiterreichendes politisches Ziel zu erlangen.

following
farther
larger
broader

My horizons are broader than your pupils after cannabis consumption! - Mein Horizont ist weiter als deine Pupillen nach dem Cannabiskonsum!

onward
continue on
any further
from afar