İçmem ama senin yüzünden sarhoşum.
- Ich trinke nicht, aber wegen dir bin ich betrunken.
Senin yüzünden herkesin önünde rezil oldum.
- Wegen dir wurde ich vor allen gedemütigt.
Yağmur yüzünden gelemedim.
- I wasn't able to come because of the rain.
Öğrenciler televizyon ve çizgi roman yüzünden, çok kitap okumazlar.
- Students don't read many books because of TV and comics.
Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
- I was late for the meeting because of a traffic jam.
Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.
- I could not go to the party because of illness.
Gürültüden dolayı uyuyamıyoruz.
- We can't sleep because of the noise.
Twitter hesabım spamden dolayı askıya alındı.
- My Twitter account is suspended because of spamming.
Because of the dense fog, nobody could be seen.
- Wegen des dichten Nebels war kein Mensch zu sehen.
Because of the thick fog, the street was hard to see.
- Wegen des dichten Nebels wurde die Straße schwer erkennbar.
He was excused by reason of his age.
- Ihm wurde wegen seines Alters verziehen.