Ağlayan bebeklerle başa çıkmak zordur.
- It's hard to handle crying babies.
Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.
- The mother was quieting her crying baby.
Ona niçin ağladığını sordu.
- She asked him why he was crying.
Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım.
- I could not stop myself from crying aloud.
Layla sadece ağlayıp çığlık atıyordu.
- Layla was just crying and screaming.
Tom çığlık atıp ağlıyordu.
- Tom was screaming and crying.