Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
Ekonomi bakanı haftalık açıklama yapar.
- The economic minister gives a weekly report.
Haftalık bir dergi satın aldım.
- I bought a weekly magazine.
Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.
- Regardless of the amount, Brian wants the correct, entire amount by next week.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
- Bill will return next week.
Haziran ayının son haftasında, geçen hafta babanla tanıştım.
- I met your father last week, so in the last week of June.
Bu son hafta acayipti.
- This last week's been crazy.
Her üç haftada bir toplanırız.
- We meet every three weeks.
Biz her iki haftada bir kez tiyatroya gideriz.
- We go to the theater once every two weeks.
Tom her hafta sinemaya gitti.
- Tom went to the movies every week.
Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano eğitimi, Çarşamba ve Cuma günleri dans.
- Every week I study piano on Monday and Tuesday, and dancing on Wednesday and Friday.
Erkek kardeşim geçen hafta bana bir mektup gönderdi.
- My brother sent me a letter last week.
O, geçen haftadan beri meşgul.
- She has been busy since last week.
Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.
- Tom expects to finish the report by next week.
Tom'un gelecek haftaya kadar senin için bir cevabı olacak.
- Tom will have an answer for you by next week.
Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.
- I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
Soğuk hava orada haftalarca daha devam etti.
- Cold weather lasted there for weeks longer.
Katil haftalarca kaçak kaldı.
- The killer remained at large for weeks.
Haftada bir kez sinemaya gider.
- She goes to the movies once a week.
O haftada bir kez pazara gitti.
- She went to the market once a week.
Öğrencilerin haftada bir saat toplum hizmeti yapmaları gereklidir.
- Students are required to perform one hour of community service per week.
Bu, haftada iki defadan fazla olur.
- This happens more than two times per week.
I'll see you Thursday week.
On the other hand, too wide a notch means you have to drill until a week from next Tuesday to get enough dust to fill the darn thing.
Even the best weatherman can't tell if it's going to rain or shine a week from next Tuesday. With the stars it is different. We can always tell in advance.
I wouldn't bother trying to get off with her – it's rag week.
She visits her mother weekly.
He's going for his weekly check-up at the hospital.
... upcoming business trip I have to New York this week. ...
... And then in about a week they come back and I can download ...