Zenginlik ve şöhret umurumda değil.
- I don't care for wealth and fame.
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.
- Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.
O varlıklı görünüyor fakat aslında değil.
- He looks wealthy, but actually he's not.
O, oğlunu varlıklı bir adam yaptı.
- He made his son a wealthy man.
O aşırı para harcıyor.
- She has a lot of money.
O aşırı para harcıyor.
- He's got money to burn.
Serveti nedeniyle, o, o kulübün bir üyesi olabildi.
- Because of his wealth, he was able to become a member of that club.
Bütün servetine karşın, o çok mutlu değildir.
- For all his wealth, he is not very happy.
Babam vakit nakittir derdi.
- My father used to say that time is money.
Eski bir atasözü zamanın nakit olduğunu söylüyor.
- An old proverb says that time is money.
Leyla, parası için Fadıl'ı canlı canlı yaktı.
- Layla burned Fadil alive for his money.
Mary servete konduktan sonra bir alışveriş çılgınlığına devam etti.
- Mary went on a shopping spree after coming into some money.
O, mal varlığından memnun değil.
- He is none the happier for his wealth.
Papa's bankbook wasn't big enough.
She brings a wealth of knowledge to the project.
... as people urbanize, as people get educated, as wealth improves, people are making greater ...
... will be remembered far longer than any person of wealth or fortune. Einstein's reconceptualization ...