wealth, affluence

listen to the pronunciation of wealth, affluence
الإنجليزية - التركية

تعريف wealth, affluence في الإنجليزية التركية القاموس.

riches
varlık
riches
variyet
riches
{i} hazine
riches
{i} servet

Bütün servetini kaybetti. - He lost all his riches.

Bütün servetine rağmen o mutlu değildir. - For all his riches he is not happy.

riches
{i} zenginlik

Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir. - Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.

Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir. - Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches.

الإنجليزية - الإنجليزية
{i} riches
wealth, affluence
المفضلات