Onların zayıflıkları nedir?
- What are their weaknesses?
Herkesin zayıflıkları vardır.
- Everybody has weaknesses.
İnsan zaafına müsamaha göstermek zorundasın.
- You have to allow for human weakness.
Biz inanılmaz bir güçsüzlük durumundaydık.
- We were in a state of incredible weakness.
Calhoun konuşmasını okuyamayacak kadar çok cılızdı.
- Calhoun was too weak to read his speech.
Tom kendini kaldırmak için çok cılız.
- Tom is too weak to lift himself.
Dizlerimde halsizlik hissettim.
- I felt weak in the knees.
Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.
- Eric who was a weak prince issued a bad coinage which excited great discontent among the Danes.
Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
John Bill'in zayıflığından istifade etti.
- John took advantage of Bill's weakness.
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
- Lack of food had left him weak and exhausted.
Kahvemi hafif severim.
- I like my coffee weak.
Kahvemi hafif istiyorum.
- I'd like my coffee weak.
Ann'in çikolataya zafiyeti var.
- Ann has a weakness for chocolate.
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
- Lack of food had left him weak and exhausted.
Tom açıkçası hâlâ çok zayıf.
- Tom is obviously still very weak.
Açık kahveyi tercih ederim.
- I prefer weak coffee.
Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır.
- Everyone has strengths and weaknesses.
İnsanların zayıf yönlerini araştırmayın ama güçlü yönlerini araştırın.
- Do not search for people's weaknesses, but for their strengths.
İnsan zaafına müsamaha göstermek zorundasın.
- You have to allow for human weakness.
Onun çiçek hastalığının zayıf evresini geçirdiğini söylediler.
- They said he had a weak form of smallpox.
Annem uzun bir hastalıktan dolayı çok zayıftı.
- My mother was very weak from a long illness.
His inability to speak in front of an audience was his weakness.
She is an athlete who has a weakness for chocolate.
In a small number of horses, muscle weakness may progress to paralysis.
This place is weak.
We were served stale bread and weak tea.
... taking advantage of a moment of weakness of the young woman empire ...