watching, hence, an ogling

listen to the pronunciation of watching, hence, an ogling
الإنجليزية - التركية

تعريف watching, hence, an ogling في الإنجليزية التركية القاموس.

waiting
{i} bekleyiş
waiting
{s} bekleme

Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız. - We men are used to waiting for the women.

Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi. - Jim said that he wouldn't mind waiting for us.

waiting
{s} ihtiyatlı
waiting
{s} temkinli
waiting
{i} eşlik
waiting
bekle
waiting
{i} refakât
waiting
{f} bekle

Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız. - We men are used to waiting for the women.

Bekleme salonunda beş hasta vardı. - There were five patients in the waiting room.

waiting
bekleyen

Otelin dışındaki Tom için bekleyen bir limuzin vardı. - There was a limousine waiting for Tom outside the hotel.

Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı. - There were some guests waiting in the drawing room.

waiting
bekleyerek

Uzun bir süre beni bekleyerek durdu. - She stood waiting for me for a long time.

Bütün sabahı bir şey olmasını bekleyerek geçirdim. - I spent the whole morning waiting for something to happen.

الإنجليزية - الإنجليزية
waiting