تعريف warning في الإنجليزية التركية القاموس.
- ihtar
- ikaz
- uyarı
Keşke uyarılarını dinleseydim.
- I wish I had listened to your warnings.
Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
- Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- (Askeri) haber verme ve ikaz
- (Askeri,Teknik) ikaz etme
- (Bilgisayar) uyarısı
Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
- I cannot, however, neglect his warning.
Tom Mary'nin uyarısına aldırmadı.
- Tom ignored Mary's warning.
- (Kanun) işar
Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
- Tom failed to heed warning signs.
- uyararak
- uyan
- ibret
- tembih
- {i} ihbar
- {i} öğüt
- {i} uyarma
Polis onu uyarmadan serbest bıraktı.
- The policeman let him off with a warning.
- {i} ibret: Let this be a warning to you. Bu sana ibret olsun
- {i} nasihat
- {f} uyar: prep.uyararak,uyarı
- {s} uyarıcı
Tom Mary'ye uyarıcı bir görüntü verdi.
- Tom gave Mary a warning look.
- {i} ihtarname
- (Askeri) HABER VERME VE İKAZ; İHTAR; İHBAR
- dikkat
Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
- Tom failed to heed warning signs.
Tom uyarıma dikkat etti.
- Tom was mindful of my warning.
- alarm
- uyartı
- warning devices
- (Otomotiv) uyarı cihazları
- warning label
- uyarı etiketi
- warning lamp
- ikaz lambası
- warning lamp
- uyarı lambası
- warning lights
- (Otomotiv) ikaz lambaları
- warning lights
- uyarı ışıkları
- warning message
- (Bilgisayar) uyarma iletisi
- warning net
- (Askeri) ikaz çevrimi
- warning net
- (Askeri) haber verme ve ikaz çevrimi
- warning order
- (Askeri) ikaz emri
- warning sign
- ıkaz levhası
- warning sign
- uyarı levhası
- warning signs
- uyarı işaretleri
- warning system
- (Askeri) haber verme ve ikaz sistemi
- warning system
- uyarı sistemi
- warning up
- uyarma
- warning bell
- uyarı zili
- warning light
- uyarı lambası
- warning of attack
- taaruz alarmı
- warning of war
- savaş uyarısı
- warning signal
- uyarı sinyali
- warning beep
- uyarı sesi
- warning current
- ikaz akımı
- warning flag
- bayrak uyarısı
- warning indicator
- göstergesi uyarı
- warning message
- uyarı iletisi
- warning shot
- uyarı
- warning and display terminal
- (Askeri) uyarı ve görüntü terminali
- warning area
- (Askeri) İKAZ BÖLGESİ: Bak. "danger area"
- warning area
- (Askeri) İkaz bölgesi
- warning beep
- Sesli uyarı sinyali
- warning bell
- uyarma zili
- warning buzzers
- (Otomotiv) sesli uyarı cihazları
- warning counter
- (Bilgisayar) uyarı sayacı
- warning device
- uyarı aygıtı
- warning device
- uyarı veya ikaz cihazı
- warning district
- (Askeri) HAVA AKINI HABER VERME VE İKAZ MINTIKASI: Bak. "air-raid warning district"
- warning flag
- (Askeri) uyarı flaması
- warning flare
- uyarı ışığı
- warning flasher
- uyarı flaşörü
- warning horn
- ikaz kornası
- warning horn
- (Havacılık) iniş takımı uyarı kornası
- warning light
- uyarı ışığı
- warning light
- alarm ışığı
- warning light
- ikaz lâmbası
- warning net
- (Askeri) İKAZ ÇEVİRİMİ: İlgili tüm komutanlıklara düşman intikali veya faaliyetleriyle ilgili uyarı bilgilerini iletmek amacıyla oluşturulan bir muhabere sistemi
- warning notice
- uyarı notu
- warning order
- (Askeri) ÖN EMİR; İKAZ EMRİ: Müteakip bir emir veya faaliyet hakkındaki ön bilgi. Bu emir, astlara gerekli plan ve hazırlıkları yapmaları için zaman kazandırma maksadıyla verilir
- warning order
- (Askeri) uyarı emri
- warning order
- (Askeri) Ön emir
- warning plate
- uyarı plakası
- warning red
- (Askeri) kırmızı alarm
- warning red
- (Askeri) hava savunma ikaz durumları
- warning red
- (Askeri) Bak. "air defence warning conditions"
- warning service
- (Askeri) haber verme ve ikaz hizmeti
- warning signal
- uyarı imi
- warning signal
- ikaz işareti
- warning signal
- (Askeri) İKAZ İŞARETİ: Düşmanın yaklaştığını veya mevcudiyetini bildirmek için verilen, önceden kazandırılmış herhangi bir işaret
- warning signal
- uyan sinyali
- warning sing
- uyarı imi
- warning sing
- uyarı işareti
- warning sing
- ikaz işareti
- warning sings
- ikaz işaretleri
- warning sings
- ihtar işaretleri
- warning sings
- uyarı imleri
- warning strike
- uyarı grevi
- warning switch
- uyarı sivici
- warning system
- (Askeri) HABER VERME VE İKAZ SİSTEMİ; HABERLEŞME VE İKAZ HİZMETİ: Düşmanın kara, deniz veya havadan yapacağı taarruzları önceden haber vermek veya bu sisteme mensup kimseleri, bunlara karşı yapılan hücumlardan haberdar etmek maksadıyla, askeri veya sivil teşkiller tarafından görme, işitme suretiyle veya elektrikli cihazlarla alınan savunma tedbirleri veya bu hususta yapılan hizmet
- warning system
- (Askeri) İkaz sistemi
- warning triangle
- uyarı reflektörü
- warning unit
- uyarı ünitesi
- warning valve
- uyarı valfi
- warning white
- (Askeri) Bak. "air defence warning conditions"
- warning yellow
- (Askeri) Bak. "air defence warning conditions"
- warning yellow
- (Askeri) sarı alarm
- washer fluid level warning light
- yıkama sıvısı seviyesi uyarı ışığı
- warn
- uyarmak
Biz herkesi tehlikeyle ilgili uyarmak için bağırdık.
- We shouted in order to warn everyone of the danger.
Seni uyarmak istedim.
- I wanted to warn you.
- warn
- {f} tembih etmek
- warn
- {f} öğütlemek
- warn
- ikaz etmek
- airborne early warning
- (Askeri) havadan erken ihbar
- bomb warning
- bomba ihbarı
- conflict warning
- (Bilgisayar) çakışma uyarısı
- final warning
- (Bilgisayar) son uyarı
Sana son uyarımı veriyorum.
- I'm giving you my final warning.
Bu son uyarın olacak.
- That will be your final warning.
- flood warning
- (Coğrafya) taşkın uyarısı
- hazard warning
- flaşör
- ignore the warning
- uyarıya önem vermemek
- ignore the warning
- uyarıya kulak asmamak
- ignore the warning
- uyarıyı ciddiye almamak
- import warning
- (Bilgisayar) alma uyarısı
- issue a warning
- uyarı yayınlamak
- mount kit warning flasher
- montaj kiti uyarı flaşörü
- region warning
- (Bilgisayar) bölge uyarısı
- resource conflict warning
- (Bilgisayar) kaynak çakışma uyarısı
- sort warning
- (Bilgisayar) sıralama uyarısı
- storm warning
- (Denizbilim,Meteoroloji) fırtına ihbarı
- warn
- uyarıda bulunmak
Sana bir uyarıda bulunmak için seninle görüşmek zorunda kaldım.
- I had to see you to give you a warning.
- warn
- ihtar vermek
- written warning
- (Kanun,Politika, Siyaset) ihtarname
- warn
- haber vermek
- airborne early warning
- havadan erken uyarı
- aural warning
- sesli uyarı
- automatic warning system
- otomatik uyarı sistemi
- early warning
- erken uyarı
- early warning radar
- erken uyarı radarı
- microwave early warning
- mikrodalga erken uyarı sistemi
- strategic warning
- stratejik uyarı
- tactical warning
- taktikli uyarı
- warn
- uyar
Biz herkesi tehlikeyle ilgili uyarmak için bağırdık.
- We shouted in order to warn everyone of the danger.
Keşke uyarılarını dinleseydim.
- I wish I had listened to your warnings.
- warn
- {f} ihtar etmek
- A chance comes without warning
- (Atasözü) Fırsat bir rüzgardır ki bilinmez nereden eser
- a class warning
- Birinci sınıf uyarı
- advance warning
- önceden uyarı
- coolant level warning light
- Soğutma suyu seviyesi uyarı ışığı
- fire warning shot
- havaya ateş açmak
- flooding warning
- su baskını uyarısı
- health warning
- sağlık uyarısı
- low washer fluid warning light
- düşük yıkama sıvısı ikaz lambası
- storm warning
- fırtına ihbarı/uyarısı
- warnings
- uyarılar
Tom Mary'nin uyarılarını görmezden geldi.
- Tom ignored all of Mary's warnings.
O bütün uyarılarımı göz ardı etti.
- She ignored all my warnings.
- wild animals warning
- vahşi hayvan geçebilir
- without warning
- bir uyarı olmaksızın, habersiz, habersizce
- Airborne Warning and Control System
- (Askeri) Havadan İhbar ve Uyarı Sistemi
- Missile Warning Center (NORAD)
- (Askeri) füze ikaz sistemi (Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı (NORAD))
- North Atlantic Treaty Organization (NATO) Airborne Early Warning and Control Pro
- (Askeri) NATO Hava İndirme Erken Uyarı Ve Kontrol Programı Yönetim Teşkilatı
- adequate warning time
- (Havacılık) yeterli uyarı zamanı
- advance warning
- ön alarm
- air alert warning
- (Askeri) HAVA ALARMI İKAZI: Düşman tayyareleri veya füzelerinin yaklaşmasını, telsiz veya diğer seri haberleşme vasıtalarından biriyle bildirme. Ayrıca bakınız: "air raid alert warning"
- air defence early warning
- (Askeri) HAVA SAVUNMA ERKEN HABERLEŞME VE İKAZI: Elektronik ve görme vasıtalarıyla tespit edilmiş havadaki düşman silahları ve silah taşıyıcılarının yaklaşmalarını erken haber verme sistemi
- air defence early warning station
- (Askeri) HAVA SAVUNMA ERKEN HABER VERME VE İKAZ İSTASYONU: Düşman hava araçları ve füzelerinin yaklaşmasını keşfedecek ve haber verecek şekilde kurulmuş ve teçhiz edilmiş bir tesis
- air defence warning red
- (Askeri) KIRMIZI HAVA SAVUNMA İKAZI: Düşman uçak ve/veya füze saldırısı beklenmekte veya yaklaşmaktadır. Bu, düşman uçak ve/veya füzelerinin hava savunma bölgesi/mıntıkası içinde olduğu veya bu bölgenin çok yakınında olup büyük bir ihtimalle buraya gireceği anlamına gelmektedir
- air defence warning yellow
- (Askeri) SARI HAVA SAVUNMA İKAZI: Düşman uçak ve/veya füze taarruzu muhtemeldir. Bu düşman uçak ve/veya füzelerinin hava savunma bölgesi/mıntıkasına doğru yolda oldukları veya düşman olmasından şüphe edilen uçak ve/veya füzelerin hava savunma bölgesi/mıntıkasına doğru yolda veya bu bölgenin içinde oldukları anlamına gelir
- air defense warning conditions
- (Askeri) HAVA SAVUNMA İKAZ DURUMLARI: Aşağıdaki renklerle belirtilen hava akını yapılma ihtimali. Burada bahsedilen hava savunma bölgesi/mıntıkası kullanım şekline göre seyir halindeki ve/veya ileri bölgelere intikal etmiş kuvvet ve birlikleri içine alabilir
- air defense warning net
- (Askeri) HAVA SAVUNMA İKAZ ÇEVİRİMİ: Hava taarruzlarının haber verilmesini temin eden bir muhabere sistemi
- air defense warning white
- (Askeri) BEYAZ HAVA SAVUNMA İKAZI: Düşman uçak ve/veya füzelerinin taarruz ihtimali yoktur. Kırmızı veya sarı hava savunma uyarısından önce yada sonra ilan edilebilir. Başlangıçta bir hava savunma acil durumu ilan edilmesi hava trafiği kontrol güvenliği açısından otomatikman sarı veya kırmızı hava savunma durumunun ilanı anlamına gelir
- air raid alert warning
- (Askeri) HAVA AKINI ALARM İKAZI: Düşman hava araçları veya füzelerinin yaklaşmasını, telsiz veya diğer seri muhabere vasıtalarıyla haber verme
- air raid warning
- hava saldırısı uyarısı
- air raid warning
- hava taarruzu alârmı
- air raid warning condition
- (Askeri) HAVA AKINI HABER VERME VE İKAZ DURUMU: Hava akını olasılık derecesi. Bu derece, aşağıda gösterilen renklerle belirtilir: (a) flash blue mavi ışık; muhtemel hava taarruzu; civarda teşhis edilemeyen hava araçları. {b) flash red kırmızı ışık; çok yakın hava taarruzu; civarda düşman hava araçları. (c) flash white beyaz ışık; tehlike geçti; hava araçlarının dost oldukları anlaşıldı; düşman hava araçları artık yakınlarda değil
- air raid warning district
- (Askeri) HAVA AKINI İKAZ MINTIKASI: Hava haber verme ve ikaz hizmetinde, bir hava savunma bölgesinin tali bir bölümü. Buna sadece "warning district" de denir
- air raid warning system
- (Askeri) HAVA AKINI İKAZ SİSTEMİ: Bak. "aircraft warning service"
- air warning
- hava tehlike alârmı
- air warning
- (Askeri) HAVA İKAZI: Bak. "aircraft warning"
- air warning net
- (Askeri) HAVA İKAZI ÇEVRİMİ: Hava taarruzlarına karşı tesis edilmiş hava ikazı telsiz istasyonları çevirimi
- airborne early warning
- (Askeri) HAVA ERKEN İHBARI: Düşman hava veya kara birliklerinin, havadaki bir araçta bulunan radar ve diğer cihazlarla saptanıp dost birliklere uyarı gönderilmesi
- airborne early warning and control
- (Askeri) HAVADAN ERKEN İHBAR VE KONTROL: Silah kontrolü için arama ve yükseklik bulucu radar ve muhabere cihazlarıyla donatılmış hava erken uyarı araçları tarafından sağlanan gözetleme ve kontrol
- airborne early warning and control
- (Askeri) havadan erken ihbar ve kontrol
- airborne early warning set
- (Askeri) havadan ikaz radarı
- airborne early warning set
- (Askeri) HAVADAN İKAZ RADARI: Uzak mesafeden araştırma ve tanımayı temin eden ve radar işaretlerini kara veya gemideki bir istasyona nakleden hava aracı
- airborne early warning; air expeditionary wing
- (Askeri) havadan erken ihbar; hava seferi birliği
- airborne warning and control
- (Askeri) havadan ihbar ve kontrol
- aircraft control and warning system
- (Askeri) UÇAK KONTROL VE İKAZ SİSTEMİ: Uçağın hareketini kontrol etmek ve bildirmek üzere kurulmuş bir sistem. Bu sistem gözetleme imkanlarını (radar, pasif elektronik, görsel ve diğer araçlar), kontrol merkezini ve gerekli muhabere araçlarını içine alır
- aircraft warning
- (Askeri) hava ikazı
- aircraft warning filterer
- (Askeri) TAYYARE İKAZ KIYMETLENDİRMESİ: Tayyare işaretleyicisi tarafından bir harita üzerine işlenmiş bilgileri, harekat üssüne göndermeden önce inceleyen, yorumlayıp kıymetlendiren şahıs
- aircraft warning officer
- (Askeri) TAYYARE İKAZ SUBAYI: Bir birlik veya bölgenin hava haber verme ve ikaz hizmetine atanan ve haber verme ve ikaz tesisleri ile bu tesislere ait teçhizatın çalışmasını ve bakımını idare eden subay
- aircraft warning plotter
- (Askeri) TAYYARE İKAZ İŞARETLEYİCİSİ: Bak "aircraft plotter"
- aircraft warning service
- (Askeri) TAYYARE İKAZ HİZMETİ: Tayyarelerin hareketlerini bildirmek üzere kurulmuş hava haber verme ve ikaz düzeni. Tayyare haber verme ve ikaz hizmeti; gözetleme tesislerinden, süzme merkezlerinden ve gerekli muhabere vasıtalarından ibarettir
- aircraft warning service filter area
- (Askeri) TAYYARE İKAZ HİZMETİ SÜZME BÖLGESİ: Bak. "filter area"
- aircraft warning teller
- (Askeri) HAVA HABER VERME VE İKAZ HABERCİSİ: Hava haritaları üzerindeki bilgileri yorumlayıp elde ettiği sonuçları işaretleyicilere telefonla bildiren şahıs
- airspace warning area
- (Askeri) HAVA İKAZ BÖLGESİ: Uluslararası sularda veya bunların üzerinde uçaklar için muhtemel bir tehlike teşkil edecek faaliyetlerin mevcut bulunacağı saha
- ballistic missile early warning system
- (Askeri) BALİSTİK FÜZE ERKEN İHBAR SİSTEMİ: Düşmanın kıtalararası balistik füze taarruzunu tespit eden ve erken ikaz sağlayan bir elektronik sistem
- ballistic missile early warning system
- (Askeri) balistik füze erken ihbar sistemi
- buzzer for beet warning
- (Otomotiv) emniyet kemeri sesli ikaz
- collision warning radar
- (Havacılık) çarpışma ikaz radarı
- confined space warning sign
- kapalı alan uyarı levhası
- copyright warning
- (Bilgisayar) telif hakkı uyarısı
- disease warning
- hastalık ihbarı
- disk conflict warning
- (Bilgisayar) disk çakışması uyarısı
- disobeying stop warning
- (Politika, Siyaset) dur ihtarına uymama
- distant early warning line
- (Askeri) UZAKTAN ERKEN HABER VERME VE İKAZ HATTI (HV.): Kuzey Amerika kıtası 70 nci paralel çizgisi civarında radar istasyonlarından meydana gelmiş bir savunma hattı
- dual warning phenomenology
- (Askeri) ÇİFT UYARI SİSTEMİ: Gerçek olmayan veya aldatıcı raporlara, daha az şüpheli olurken güvenilirlik kazanmak için aynı olaylarla ilgili değişik fiziksel olayları gözleyen 2 sistemden çıkarılan bilgiler. (Örnek: Radar/kızılötesi veya görünür ışık/x ışınları)
- early warning
- (Askeri) ERKEN İHBAR: Bilinmeyen silah veya silah taşıyıcılarının atılması ya da yaklaşmasının önceden fark edilmesi. Bak. "attack assessment; tactical warning"
- early warning equipment
- (Askeri) erken uyarı teçhizatı
- early warning installations
- (Askeri) erken ikaz tesisleri
- early warning system
- erken uyarı sistemi
- early warning unit
- (Politika, Siyaset) erken uyarı birimi
- early warning; electronic warfare
- (Askeri) erken uyarı; elektronik harp
- erase warning
- (Bilgisayar) silme uyarısı
- give warning
- uyarmak
- give warning
- feshini ihbar etmek
- give warning
- ihtar etmek
- hazard warning switches
- (Otomotiv) tehlike ikaz anahtarları
- hood warning label
- (Otomotiv) kaput uyarı etiketi
- hurricane warning
- (Meteoroloji) kasırga ihbarı
- indications and warning
- (Askeri) BELİRTİLER VE İKAZ: ABD'ye veya müttefik askeri, siyasi, ekonomik menfaatlere veya yurtdışındaki ABD vatandaşlarına tehdit oluşturabilecek dıştaki gelişmeler hakkındaki zamanı hassas istihbarat bilgisini belirlemek ve rapor etmeye yönelik istihbarat faaliyetleri, şunları kapsar; düşman faaliyet ve niyetlerinin önceden ikaz edilmesi, ayaklanma, ABD'ye, onun denizaşırı kuvvetlerine veya müttefik ülkelere nükleer/ nükleer olmayan bir taarruz; ABD keşif saldırıları, muhasamat ihtimali ve diğer benzer olaylar
- indications and warning
- (Askeri) ikaz ve emareler
- instigate a warning
- (Kanun) ihtarname çekmek
- integrated tactical warning and attack assessment
- (Askeri) birleştirilmiş taktik ikaz ve taarruz değerlendirmesi
- jet warning
- (Bilgisayar) jet uyarısı
- last warning
- son ihtar
- let off with a warning
- (deyim) uyarmakla yetinmek
- license warning
- (Bilgisayar) lisans uyarısı
- master warning signal
- (Askeri) ANA İKAZ İŞARETİ: Çeşitli ikaz işaretlerinden herhangi birinin verilmiş bulunduğunu göstermek için kullanılan işaret
- minimum warning time
- (Askeri) (NUCLEAR) ASGARİ İKAZ ZAMANI (NÜKLEER): Sistem ve personel tepki zamanlarının toplamı
- minimum warning time
- (Askeri) asgari ikaz zamanı
- missile warning bypass
- (Askeri) füze ikaz baypası
- missile warning receiver; morale, welfare, and recreation
- (Askeri) füze uyarı almacı; moral, sağlık ve eğlence