Yaz yılın en sıcak mevsimidir.
- Summer is the warmest season of the year.
Geçen yıl nisan en sıcak aydı.
- Last year April was the warmest month.
Kendimi ısıtmak istiyorum.
- I want to warm myself.
Isıtmak için parmaklarına üfledi.
- He blew on his fingers to make them warm.
Yarıştan önce koşucular ısınmak zorundadır.
- Before the race, the runners have to warm up.
Sadece ısınmak istiyorum.
- I just want to get warm.
Ada yıl boyunca ılıktır.
- The island is warm all year.
Evin içi hoş ve ılıktı.
- It was nice and warm inside the house.
Bugün hava çok sıcak.
- It's very warm today.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
O sıcak, samimi bir toplantı oldu.
- It was a warm, friendly meeting.
Gerçekten Tom'un yeterince samimi olduğunu düşünüyor musun?
- Do you really think Tom is warm enough?
Sıcak tutan bir çift çorap giyiyorum.
- I'm wearing a warm pair of socks.
Tom bazı sıcak tutan çoraplar giydi.
- Tom put on some warm socks.
Birdenbire, o güzel ve sıcak görünmeye başladı.
- Suddenly, it started to look almost nice and warm.
Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor.
- Her warm personality adds charm to her beauty.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Tom cana yakın bir adam.
- Tom is a warm-hearted man.
Tom oldukça cana yakın.
- Tom is quite warmhearted.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- Is the central heating warm enough in the winter?
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı.
- This family gave me a warm welcome.
İçten sözleriniz için teşekkür ederim.
- Thank you for your warm words.
Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.
- I found it fascinating what you were saying about global warming.
1920'li yıllarda Almanya'da enflasyon o kadar yüksekti ki, ısınmak için para yakmak sıradan bir durumdu.
- In 1920s inflation was so high in Germany, it was an ordinary case to burn money to keep warm.
The tea is still warm.
It seemed I was too excited for sleep, too warm, too young.
Her classmates are gradually warming to her.
This is a very warm room.
... And on behalf of Google, let me extend our warmest welcome ...