warfare

listen to the pronunciation of warfare
الإنجليزية - التركية
savaş

Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez. - The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.

Siper savaşı 1914-1918 savaşını simgeler. - Trench warfare characterized the 1914-1918 War.

harp
{i} savaş durumu
mücadele/savaş
(Askeri) HARP: Bak. "War"
savaşla ilgili
savaşım
mücadele
{i} mücâdele
{i} savaş hali
{i} savaş, savaşma, savaşım
muhasamat
warfare readiness directive
(Askeri) harbe hazırlık direktifi
cyber warfare
(Askeri) siber savaş
germ warfare
(Askeri) savaşta mikrop kullanılması
information warfare
bilgi savaşı
jungle warfare
(Askeri) çengel harbi
offensive warfare
(Askeri) taarruz harbi
unconventional warfare force
(Askeri) gayri nizami harp kuvveti
unconventional warfare forces
(Askeri) gayri nizami harp kuvvetleri
biological warfare
biyolojik savaş
chemical warfare
kimyasal savaş
economic warfare
savaş ekonomisi
electronic warfare
elektronik savaş
germ warfare
mikrop savaşı
germ warfare
biyolojik savaş
guerilla warfare
gerilla savaşı
marine warfare
deniz savaşı
nuclear warfare
nükleer savaş
psychological warfare
ruhsal savaş
stabilized warfare
siper harbi
trench warfare
siper harbi
air warfare
hava çarpışması
atomic warfare
atom savaşı
irregular warfare
Gayrinizami harp
low intensity warfare
düşük yoğunluklu çatışma
mobile warfare
mobil savaş
network centric warfare
(Askeri) Ağ merkezli harekat
ABC warfare
atomik biyolojik ve kimyasal silahlarla savas
Air Force Information Warfare Center
(Askeri) Hava Kuvvetleri Bilgi Harbi Merkezi
Chemical Weapons Convention; composite warfare commander
(Askeri) Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (KSS); ortak muharebe komutanı
Commander, Mine Warfare Command
(Askeri) Mayın Harbi Komutanlığı Komutanı
Enhanced Naval Warfare Gaming System
(Askeri) Geliştirilmiş Deniz Harp Oyun Sistemi
Information Warfare Support Center
(Askeri) Bilgi Harbi Destek Merkezi
Joint Electronic Warfare Center
(Askeri) Müşterek Elektronik Harp Merkezi
Joint Warfare Analysis and Requirements System
(Askeri) Müşterek Harp Analiz Ve İhtiyaçlar Sistemi
Joint Warfare Center
(Askeri) Müşterek Harp Merkezi
Marine tactical electronic warfare squadron
(Askeri) Deniz taktik elektronik harp fibi
Naval Air Warfare Center, Aircraft Division
(Askeri) Deniz Kuvvetleri Hava Harbi Merkezi, Hava Aracı Tümeni
Naval Special Warfare Command
(Askeri) Deniz Kuvvetleri Özel Harp Komutanlığı
Navy Warfare Development Command
(Askeri) Deniz Harp Geliştirme Komutanlığı
North Atlantic Treaty Organization (NATO) Electronic Warfare Advisory Committee
(Askeri) NATO Elektronik Harp İstişare Komitesi
Office for Information Warfare Support (DIA)
(Askeri) Bilgi Harp Desteği Ofisi
United States Army John F. Kennedy Special Warfare Center
(Askeri) Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri John F. Kennedy Özel Harp Merkezi
a defensive form of command and control warfare
(Askeri) komuta ve kontrol harbinin korunmacı bir şekli
acoustic warfare
(Askeri) AKUSTİK HARP: Düşmanın sualtı akustik tayfının kullanımını saptamak, bundan istifade etmek, bunu azaltmak veya önlemek için sualtı akustik enerjisinin kullanılmasını da içine alan, ve sualtı akustik tayfının dostça kullanılmasını sağlayan faaliyetlerdir. Akustik harbin üç bölümü vardır: a. Akustik harp destek tedbirleri. Akustik harbin su içinde yayılan akustik enerjiyi bu yayılmadan faydalanmak amacıyla araştırılması, önlenmesi, yerinin tespiti, kaydı ve analizi işlemlerini kapsayan yönüdür. Akustik harp destek tedbirlerinin kullanılmasında kasıtlı sualtı akustik yayım yapılmaz ve genellikle düşman tarafından tespit edilemez. b. Akustik harp karşı tedbirleri. Akustik harbin düşmanın sualtı akustik tayfını etkin bir şekilde kullanmasını azaltmak veya önlemek amacıyla alınan tedbirleri kapsayan yönüdür. Akustik harp karşı tedbirleri aldatma ve karıştırma amacıyla yapıları kasıtlı sualtı akustik yayımını kapsar. c. Akustik harp karşı tedbirlere karşı tedbirler. Akustik harbin düşmanın sualtı akustik harp yapmasına rağmen sualtı akustik tayfın dost kuvvetler tarafından etkin bir şekilde kullanımını temin amacıyla alınan tedbirleri kapsayan yönüdür. Akustik harbin karşı tedbirlere karşı tedbirleri, antiakustik harp destek tedbirleri ve antiakustik harp karşı tedbirlerini kapsar ve sualtı akustik yayımı içine almayabilir
acoustic warfare countermeasures
(Askeri) akustik harp karşı tedbirleri
acoustic warfare support measures
(Askeri) AKUSTİK HARP DESTEK TEDBİRLERİ: bkz: "acoustic warfare"
acoustic warfare; air warfare
(Askeri) akustik harp; hava harbi
advanced missile warfare
(Askeri) geliştirilmiş füze savaşı
air mobility wing; amphibious warfare
(Askeri) hava harejet uçuş grubu; amfibi harp
air warfare commander
(Askeri) hava harbi komutanı
air warfare simulation model
(Askeri) hava harbi simülasyon modeli
an offensive form of command and control warfare
(Askeri) Komuta ve Kontrol Harbinin saldırgan bir şekli
antiair warfare
(Askeri) HAVA SAVUNMA MUHAREBESİ: Düşman hava ve füze tehdidini yok etmek veya kabul edilebilir bir düzeye indirmek için gerekli bir işlemi gösteren bir ABD Deniz Kuvvetleri/Deniz Piyadeleri terimidir. Bu savaş; önleme uçaklarının, bombardıman uçaklarının, uçaksavar toplarının, karadan havaya ve havadan havaya füzelerin, elektronik karşı önlemlerin kullanımını ve söz konusu tehdidin başlamasından hem önce hem de sonra hava ve füze tehdidini yok etmeyi içermektedir. Düşman hava faaliyetinin etkilerini asgari hadde indirmek üzere alınan diğer önlemler örtü, gözetleme, yayılma, aldatma (elektronik dahil) ve çevikliktir. Ayrıca bakınız: "counter air
antiair warfare
(Askeri) hava savunma harbi
antisubmarine warfare
(Askeri) DENİZALTI SAVUNMA HARBİ: Düşmanın denizaltılarını tesirli bir şekilde kullanmasını engellemek amacıyla girişilen harekat
antisubmarine warfare commander
(Askeri) denizaltıya karşı muharebe komutanı
antisubmarine warfare forces
(Askeri) DENİZALTI SAVUNMA HARBİ KUVVETLERİ: Esas itibariyle denizaltı savunma faaliyetleri için teşkil edilmiş kuvvetler. Su üstü teknelerinden, uçaklardan, denizaltılardan veya bunlardan bir kaçının karışımından ve lüzumlu destek unsurlarından meydana gelir
antisubmarine warfare helicopter
(Askeri) DENİZALTI SAVUNMA HELİKOPTERİ: Aktif ve pasif sonar, akustik güdümlü torpidolarla teçhiz edilmiş, aletli veya gece uçuş kabiliyetine sahip bir helikopter. Buna HSS de denir
antisubmarine warfare; average surface wind
(Askeri) denizaltıya karşı muharebe (denizaltı savunma harbi) ; ortalama yüzey rüzgarı
atomic warfare
(Askeri) ATOM HARBİ: bkz: "Nuclear warfare"
bandwidth; biological warfare; biological weapon
(Askeri) bant genişliği; biyolojik harp; biyolojik silah
barrier minefield {land mine warfare)
(Askeri) KAPAMA MAYIN TARLASI, ENGEL MAYIN TARLASI (KARA MAYIN HARBİ): Seçilmiş bölgelere, özellikle yanlara karşı düşman taarruzunu tıkamak ve düşmanın kritik muharebe sahalarına yaklaşmasını başka yönlere saptırmak üzere serilmiş mayın tarlası. Ayrıca bakınız: "minefield"
biological warfare
(Askeri) Bknz. "biological operation"
chemical and biological warfare
(Askeri) Kimyasal ve Biyolojik Harp
chemical warfare
(Askeri) KİMYA HARBİ: Kimya maddelerinin, insanlarda ölüm veya zayiat meydana getirmek askeri bir üstünlük yaratmak veya bu maksadı güden teşebbüslere karşı savunmak gayesiyle kullanılması
chemical warfare
kimyasal madde
chemical warfare defense equipment
(Askeri) kimyasal harp savunma teçhizatı
chemical warfare school
(Askeri) KİMYA OKULU: Kimya, biyoloji ve radyoloji harbine ait taktik ve teknik eğitimi gösteren okul. Bu okul, kimya sınıfında hizmet görecek subay ve eratı yetiştirir
chemical warfare service
(Askeri) KİMYA SINIFI, KİMYA TEŞKİLATI: Bak. "chemical corps"
chemical warfare; continuous wave
(Askeri) kimyasal harp; devamlı dalga (MORS)
chemical; biological and radiological warfare
(Askeri) KİMYA, BİYOLOJİ VE RADYOLOJİ HARBİ: Kimya, biyoloji ve radyoloji harp maddelerini kullanmak suretiyle ve zayiat verdirmek maksadıyla yapılan harp
command and control warfare
(Askeri) komuta ve kontrol harbi
consolidation psychological warfare
(Askeri) İŞGAL EDİLEN BÖLGELERDE PSİKOLOJİK HARP, İŞGAL PSİKOLOJİK HARBİ: İşgal edilen düşman topraklarında halkın ruhi durumuna müessir olmak ve sempati kazanmak suretiyle askeri maksatların istihsalini kolaylaştırmak için yapılan psikolojik harp
conventional warfare
(isim)kleer silah kullanılmayan savaş
conventional warfare
nükleer silah kullanılmayan savaş
counterguerilla warfare
(Askeri) GERİLLAYA KARŞI SAVAŞ: Silahlı Kuvvetler, milis kuvvetler veya hükümetin askeri olmayan teşkilatları tarafından gerillalara karşı yapılan harekat ve faaliyetler (Not: NATO "hükümetin" sözcüğünü kullanmamaktadır) COUNTERINSURGENCY (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI): İSYANA KARŞI KOYMA: Bir isyanı bastırmak için hükümetin giriştiği askeri, polisiye, ekonomik, psikolojik ve kamu haklarıyla ilgili harekat ve faaliyetler
defensive information warfare
(Askeri) savunma amaçlı bilgi harbi
defensive warfare
(Askeri) savunma harbi
defensive warfare
(Askeri) SAVUNMA HARBİ: Savunma muharebeleri yapmak suretiyle sevk ve idare edilen harp
early warning; electronic warfare
(Askeri) erken uyarı; elektronik harp
economic warfare
(Askeri) EKONOMİK HARP: Ulusal amaçlara erişmek için, ekonomik araçların caydırıcı şekilde kullanılması
economic warfare
(Askeri) ekonomik harp
electronic warfare
(Askeri) ELEKTRONİK HARP (A. B. D. SAVUNMA BAKANLIĞI): Elektromanyetik spektrumun düşmanca kullanılmasını ve elektromanyetik spektrumun dostça kullanılması faaliyetini saptamak, kullanmak, indirgemek veya önlemek amacıyla, elektromanyetik enerjinin kullanımı ile ilgili askeri faaliyet. Aynı zamanda EW'de denir. Elektronik harbin içinde üç bölüm vardır
electronic warfare control ship
(Askeri) elektronik harp kontrol gemisi
electronic warfare coordination center
(Askeri) elektronik harp koordinasyon merkezi
electronic warfare coordinator
(Askeri) elektronik harp koordinatörü
electronic warfare integrated reprogramming
(Askeri) elektronik harp birleştirilmiş yeniden programlama
electronic warfare support (previously ESM)
(Askeri) elektronik harp desteği (eski adı ESM)
electronic warfare support measures
(Askeri) ELEKTRONİK HARP DESTEK TEDBİRLERİ: Tehdidin hemen belirlenmesi amacıyla elektromanyetik radyasyon kaynaklarını araştırmak, kesmek, tanımlamak ve yerini tespit etmek için bir harekat komutanının direk komutası altında gösterilen faaliyetlerle ilgili elektronik harp bölümüdür. Dolayısıyla, elektronik harp destek tedbirleri elektronik karşı tedbirler (ECM), elektronik karşı-karşıtedbirler (ECCM), sakınma, hedefleme ve kuvvetlerin diğer taktik kullanımları ile ilgili çabuk kararların verilebilmesi için gerekli bir bilgi kaynağı temin eder. Aynı zamanda ESM'de denir. Elektronik harp destek tedbirleri verileri muhabere istihbaratı (SIGINT), haberleşme istihbaratı (COMINT) ve elektronik istihbarat (ELINT) üretmek için de kullanılabilir
fleet information warfare center
(Askeri) donanma bilgi harbi merkezi
gang warfare
çete savaşı
gas warfare
(Askeri) GAZ HARBİ: Harp gazları kullanılmak suretiyle yapılan harp. Ayrıca bakınız: "nongas warfare"
guerilla warfare
(Askeri) Gerilla harbi
guerilla warfare
(Askeri) GERİLLA HARBİ: Düşman elindeki arazide veya düşman arazisinde ekseriyeti yerli olan gayri muntazam kuvvetler tarafından idare edilen, askeri ve milis harekatı. Ayrıca bakınız: "unconventional warfare"
guerrilla warfare
gerilla savaşı
guerrilla warfare
(Askeri) gerilla harbi
incendiary warfare
(Askeri) YANGIN HARBİ: Düşmanın harp kabiliyetini yok etmek için yangın bombası, alev makinası ve diğer yangın çıkarıcı harp malzemesini kullanmak suretiyle yapılan harp. Bu harp, yanmaya elverişli hedeflere ve personele karşı yapılır
information warfare
(Askeri) bilgi harbi
information warfare commander
(Askeri) bilgi harbi komutanı
inshore undersea warfare group
(Askeri) kıyı suları deniz altı harp grubu
integrated warfare
(Askeri) entegre harp
integrated warfare
(Askeri) ENTEGRE HARP: Herhangi bir muharebe ortamında, düşman kuvvetlerin konvansiyonel silahları, konvansiyonel olmayan silahlarla müştereken kullandıkları askeri harekatın icrası
intelligence and electronic warfare
(Askeri) istihbarat ve elektronik harp
intelligence for psychological warfare
(Askeri) PSİKOLOJİK HARP İSTİHBARATI: Psikolojik harbin idaresini desteklemek için lüzumlu olan istihbarat
joint command and control warfare center
(Askeri) müşterek komuta ve kontrol harp merkezi
joint coordination of electronic warfare reprogramming
(Askeri) müşterek elektronik harp yeniden programlama koordinasyonu
joint force commander's electronic warfare staff
(Askeri) müşterek kuvvet komutanının elektronik harp karargahı
joint unconventional warfare task force
(Askeri) müşterek gayri nizami harp görev kuvveti
joint warfare analysis center
(Askeri) müşterek harp analiz merkezi
jungle warfare
(Askeri) CENGEL HARBİ: Cengellerden yapılan özel harp şekli
land information warfare activity
(Askeri) kara muharebe istihbarat faaliyeti
land mine warfare
(Askeri) Bak. "mine warfare"
military psychological warfare
(Askeri) ASKERİ PSİKOLOJİ HARBİ, ASKERİ PSİKOLOJİK HARP: Bir askeri vazifenin yerine getirilmesine yardım maksadıyla, bir askeri birlik tarafından planlı şekilde kullanılan psikolojik harp. Ayrıca bakınız: "psychological warfare"
mine warfare
(Askeri) mayın harbi
mine warfare
(Askeri) MAYIN HARBİ: Mayınların ve mayınlardan korunma tedbirlerinin stratejik ve taktik alanlarda kullanılması
mine warfare chart
(Askeri) (NAVAL) MAYIN HARBİ PLANI (KROKİ) - (DENİZ): Mevcut standart deniz şemalarına veya kendine has vasıflara dayanarak, mayın harbi harekatını planlamak ve icra etmek için tasarlanmış 1: 50.000 veya daha büyük (tercihen 1: 25.000) veya daha büyük) ölçekli özel bir plan (kroki de olabilir) (Not: NATO " (Deniz) " niteleyicisini kullanmamaktır.)
mine warfare forces
(Askeri) (NAVAL) MAYIN HARBİ KUVVETLERİ (DENİZ): Deniz mayınları ve mayınlardan korunma tedbirlerinin stratejik ve taktik alanlarda kullanılması ile görevli deniz kuvvetleri. Bu kuvvetler: mayınların dökülmesi ve temizlenmesi ile ilgili faaliyetler sırasında taarruzi ve telafi tedbirleri alabilirler
mine warfare group
(Askeri) MAYIN HARBİ GRUBU: Deniz harekatlarında, mayın döken ve/veya mayınlardan korunma tedbirleri alan, mayın harbi birliklerinden bir görev teşkilatı
mobile inshore undersea warfare
(Askeri) seyyar kıyı deniz altı harbi
mobile inshore undersea warfare unit
(Askeri) seyyar kıyı deniz altı harp birliği
mobile warfare
(Askeri) HAREKET HARBİ: Tarafların; manevra, ateş ve araziden faydalanmak suretiyle teşebbüsü elde etmek imkanı aradıkları harp şekli. Buna "war of movement" da denir
mountain warfare
(Askeri) DAĞ HARBİ: Dağlık arazide yapılan harp ve bu harple ilgili teknik ve taktik
mountain warfare
(Askeri) dağ harbi
naval coastal warfare
(Askeri) deniz kıyı harbi
naval coastal warfare commander
(Askeri) deniz kıyı harbi komutanı
naval expeditionary warfare; net explosive weight
(Askeri) deniz seferi muharebesi; net patlayıcı ağırlık
naval information warfare activity
(Askeri) deniz kuvvetleri bilgi harbi faaliyeti
naval special warfare
(Askeri) deniz kuvvetleri özel harbi
naval special warfare group
(Askeri) deniz kuvvetleri özel harp grubu
naval special warfare task element
(Askeri) deniz kuvvetleri özel harp görev unsuru
naval special warfare task force
(Askeri) deniz kuvvetleri özel harp görev kuvveti
naval special warfare task group
(Askeri) deniz kuvvetleri özel harp görev grubu
naval special warfare task unit
(Askeri) deniz kuvvetleri özel harp görev birliği
naval special warfare unit
(Askeri) deniz kuvvetleri özel harp birliği
naval warfare publication; numerical weather prediction
(Askeri) deniz kuvvetleri harp yayını; Sayısal Hava Tahmini
nongas warfare
(Askeri) GAZSIZ HARP: Harp gazları kullanılmadan yapılan harp. Bak. "cemical warfare" ve "gas warfare"
nuclear warfare
(Askeri) NÜKLEER HARP: Nükleer silahların kullanılmasını içine alan bir harp. Bak. "postattack period", "transattack period"
nuclear warfare
(isim)kleer savaş
offensive warfare
(Askeri) TAARRUZ HARBİ: Neticeyi taarruzla almak maksadıyla yapılan; özellikle taarruz muharebeleri halinde sevk ve idare edilen harp
partisan warfare
(Askeri) PARTİZAN HARBİ: Kullanılmayacaktır. Bak. "guerilla warfare"
partisan warfare
(Askeri) Çete harbi, gerilla harbi
political warfare
(Askeri) politik harp
political warfare
(Askeri) siyasi harp
political warfare
(Askeri) SİYASİ; POLİTİK HARP: Milli hedeflere ulaşmak amacıyla politik, siyasi vasıta ve imkanların saldırganca kullanılması
position warfare
(Askeri) MEVZİ HARBİ: Hareket harbinin aksine olarak, savunmanın, özellikle sabit mevzilere inhisar ettiği harp şekli. Bu harp Şeklinde, savunmanın esas maksadı düşmanı stratejik bölgelerden uzak tutmak iyi hazırlanmış bölgelere taarruza mecbur etmek suretiyle, muharebe kuvvetini zayıflatmaktır. Buna (war of position) da denir. Bak. "mobile war" ve" war of movement"
psychologic warfare
sinir harbi
psychologic warfare
psikolojik savaş
psychological warfare
(Askeri) (NATO) PSİKOLOJİK HARP (NATO): Açıklanan bir olağanüstü durum veya harpte, iletişim araçları ve diğer psikolojik vasıtaların düşman üzerinde psikoloji baskı yaratmak ve düşman kontrolu altındaki bölgelerdeki düşman gruplarının ve diğer hedef alınan toplulukların tutum ve davranışlarını olumlu yönde etkilemek amacıyla kullanılması. Bunun temel amaçları, düşmanın herke veya muhasatama devam isteğini zayıflatmak ve savaşı sürdürmekteki kapasitesini azaltmak amacı güden bütün çabaları desteklemektir
psychological warfare
(Askeri) psikolojik harp
psychological warfare
sinir harbi
psychological warfare
(Askeri) (DOD, IADB) PSİKOLOJİK HARP (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI; AMERİKAN SAVUNMA KURULU): Milli hedeflerin gerçekleştirilmesini destekleyecek bir şekilde, temel yabancı düşman gruplarının görüşlerini, hislerini, tutumlarını ve davranışlarını etkileyecek propagandanın ve diğer psikolojik hareketlerin planlı kullanımı. Ayrıca bakınız: ""psychological warfare consolidation", "military psychological warfare", "psychological warfare objective", "psychological warfare task", "psychological warfare theme" ve"strategic psychological warfare"
psychological warfare consolidation
(Askeri) PSİKOLOJİK SAVAŞ BERABERLİĞİ: Askeri harekatı kolaylaştırmak ve sivil halk arasındaki azami işbirliğini teşvik etmek amacıyla dost askeri kuvvetler tarafından işgal edilmiş dost geri bölgelerindeki veya topraklarındaki insanlara, halka yöneltilmiş psikolojik savaş. Ayrıca bakınız: "psychological warfare"
psychological warfare objective
(Askeri) PSİKOLOJİK HARP HEDEFİ: Ulaşılması, psikolojik harpten faydalanılarak gerçekleştirilecek veya kolaylaştırılacak askeri, politik, ekonomik veya başka mahiyette bir hedef. Bak. "psychological warfare"
psychological warfare task
(Askeri) PSİKOLOJİK HARP ÖZEL GÖREVİ: Yerine getirilmesi, psikolojik harp hedefinin gerçekleştirilmesinde yardımcı olacak özel bir plan, tasarı. Bak. "£psychological warfare"
psychological warfare theme
(Askeri) PSİKOLOJİK HARP KONUSU; PSİKOLOJİK HARP TEMASI: Bir psikolojik harp özel görevini yerine getirme vasıtası olarak kullanılan bir konu. Bak. "psychological warfare"
push button warfare
tuşlarla idare edilen savaş
push button warfare
uzaktan kumandalı savaş
radiological warfare
(Askeri) RADYOLOJİK HARP: Bir nükleer infilakın ilk tesirlerinden (blast, termal ve ilk nükleer radyasyon) ayrı olarak, artık radyoaktif kirlenme meydana getiren madde veya silahların kullanılması suretiyle yapılan harp
siege warfare
(Askeri) MUHASARA MUHAREBESİ: Taarruz eden bir kuvvetin, kuvvetli bir şekilde hazırlanmış bir mevkii veya mevzii, kısmen veya tamamen kuşatarak, bombardıman ve sistemli kısa kısa ilerlemelerle yaptığı yıpratıcı muharebe şekli
siege warfare
(Askeri) kuşatma muharebesi
siege warfare
(Askeri) muhasara muharebesi
signals intelligence/electronic warfare coordination center
(Askeri) muhabere istihbaratı/elektronik harp koordinasyon merkezi
space warfare
(Askeri) UZAY HARBİ: Uzaydan arz hedeflerine veya uzaydaki hedeflere karşı silah kullanılarak sevk ve idare edilen harp
special warfare
(Askeri) özel harp
special warfare
(Askeri) ÖZEL HARP: Gayri nizami harp, isyan bastırma ve psikolojik harekatla ilgili bütün askeri ve milis tedbir ve faaliyetleri
stabilized warfare
(Askeri) STABİLİZE HARP HALİ, STABİLİZE HARP: Her iki tarafın mahdut manevra yapacağı harp. Stabilize harbi, mevzi harbi (position warfare) ile karıştırmamalıdır. Siper harbi (trench warfare) stabilize harbin bir çeşididir
strategic air warfare
(Askeri) STRATEJİK HAVA SAVAŞI: 1. Seçilmiş hayati önemdeki bir dizi hedeflere sistemli şekilde yüklenerek bunları düşmanın savaş kapasitesi, kabiliyet ve iradesini kaybettirecek derecede tedricen tahrip etmek ve parçalamak gayesiyle yapılan hava muharebe ve destek harekatı. Hayati hedefler arasına kilit önemdeki üretim sistemleri, hammadde kaynakları, kritik malzeme, yedek stoklar, enerji sistemleri, ulaştırma sistemleri, muharebe sistemleri, düşman silahlı kuvvetlerinden muhabereye katılmamış unsurların yığınak noktaları, kilit önemde zirai sahalar ve bunlara benzer diğer hedef sistemleri girer. 2. Düşmanın harp yapma kapasitesini parçalamak ve imha etmek üzere planlanmış hava harekatı
strategic military psychological warfare
(Askeri) STRATEJİK ASKERİ PSİKOLOJİ SAVAŞI: Askeri stratejinin tamamlayıcı ve koordineli bir unsuru olarak kullanılan askeri psikoloji savaşı. Ayrıca bakınız: "psychological warfare"
strategic psychological warfare
(Askeri) STRATEJİK PSİKOLOJİK HARP: İlan edilmiş bir acil durum veya harpte uzun vadede ve başlıca siyasi hedefler izleyen ve düşmanın dövüşme arzusunu zayıflatmak ve savaşı sürdürme imkan ve kabiliyetini azaltmak üzere planlanan işlemler. Düşmana karşı (hakim siyasi grup, hükümet veya onun icrai kuruluşları) ve/veya genelde topluma veya onun belli bir unsuruna karşı olabilir. Stratejik psikolojik harp prensipleri en yüksek makamca belirlenir
strategic psychological warfare intelligence
(Askeri) STRATEJİK PSİKOLOJİ HARBİ İSTİHBARATI: Yabancı milletlerin yetenekleri ve olanakları, zayıf tarafları, olası hareket tarzları, sosyal, ekonomik ve askeri grupların davranışları ve başarı olanakları ile ilgili olarak, stratejik psikoloji harbini planlamak ve yürütmekle görevli yüksek seviyedeki komutanlar tarafından faydalanılmak üzere toplanan istihbarat. Ayrıca bakınız: "intelligence"
strike warfare
(Askeri) taarruz harbi
strike warfare commander
(Askeri) taarruz harbi komutanı
strike warfare commander; swell/wave current
(Askeri) taarruz harbi komutanı; deniizn kabarması/dalga
submarine warfare operations research division
(Askeri) denizaltı harbi harekat araştırma dairesi
surface warfare
(Askeri) suüstü harbi
surface warfare commander
(Askeri) suüstü harbi komutanı
tactical psychological warfare activities
(Askeri) TAKTİK PSİKOLOJİK HARP FAALİYETLERİ
tactical psyhological warfare
(Askeri) TAKTİK PSİKOLOJİ HARBİ: Taktik vazifeyi desteklemekte ayrılmaz bir unsuru olan psikolojik harp. Taktik askeri kara hava ve deniz harekatında ve bu harekatların planladığı ve yapıldığı bölgelerde, düşman askeri kuvvetlerine ve sivillerine karşı destek mahiyetinde psikolojik baskı için tasarlanmış faaliyetler. Taktik psikolojik harp genel stratejik psikolojik harp politikasına uygun olmalıdır, ancak mahurabe hareketlerinin bölünmez bir parçası olarak gerçekleştirilecektir
tailored analytic intelligence support to individual electronic warfare and comm
(Askeri) bireysel elektronik harp ve komuta ve kontrol harp projelerine verilen değişitilmiş analitik istihbarat desteği
toxic warfare
(Askeri) toksik harp
toxic warfare
(Askeri) TOKSİK SAVAŞ: Nükleer, kimyasal ve biyolojik maddelerle zarar verdirmek için yapılan saldırı
toxin warfare agent
(Askeri) toksin savaşı etmeni
transnational warfare counterdrug analysis
(Askeri) uluslararası harp uyuşturucuyla mücadele analizi
trench warfare
(Askeri) SİPER HARBİ: Siperlerde bulunan iki taraf arasındaki savaş. Bak. "stabilized warfare"
unconventional warfare
(Askeri) Gayrinizami savaş
unconventional warfare
(Askeri) GAYRİ NİZAMİ HARP: Düşmanın elinde bulunan, düşman kontrolünde bulunan veya siyasi olarak hassas bir bölgede yapılan geniş çaplı askeri ve milis harekatı. Gayrı nizami harp; birbiriyle ilgili gerilla harbi şekillerini, kaçma ve kurtulmayı, yıkıcı faaliyetleri, sabotajı ve çok açık olmayan, kapalı veya gizli diğer faaliyetleri içine alır ancak bunlarla sınırlı değildir. Gayri nizami harbin birbiriyle ilgili olan bu yönleri genellikle yerel personel tarafından uygulanır. Ancak her türlü savaş ve barış koşulunda dış kaynaklar tarafından desteklenir ve idare edilir. Ayrıca bakınız: "guerilla", "guerilla warfare" ve subversion"
unconventional warfare
(Askeri) gayri nizami harp
unconventional warfare forces
(Askeri) GAYRİ NİZAMİ HARP KUVVETLERİ: Gayri nizami harp kabiliyetine sahip Kara Ordusu Özel Kuvvetleri ve bu tür harekat için tahsis edilmiş Deniz, Hava Kuvvetleri ve Deniz Piyadesi birliklerinden oluşan Amerikan Kuvvetleri
unconventional warfare operating area
(Askeri) gayri nizami harp harekat alanı
urban guerilla warfare
(Askeri) ŞEHİR GERİLLA HARBİ
urban guerrilla warfare
(Askeri) şehir gerilla harbi
urban warfare
(Askeri) meskun mahalde muharebe
winter warfare course
(Askeri) kış harp kursu
wordy warfare
ağız kavgası
wordy warfare
tartışma
wordy warfare
söz düellosu
الإنجليزية - الإنجليزية
The waging of war or armed conflict against an enemy
Military operations of some particular kind e.g. guerrilla warfare
{v} to lead a military life, to fight
{n} military service and life, a conflict
Warfare is sometimes used to refer to any violent struggle or conflict. Much of the violence is related to drugs and gang warfare At times party rivalries have broken out into open warfare. air warfare amphibious warfare biological warfare germ warfare chemical warfare economic warfare naval warfare psychological warfare trench warfare
Contest; struggle
{i} war, combat; military operations, hostilities
To lead a military life; to carry on continual wars
Military service; military life; contest carried on by enemies; hostilities; war
the waging of armed conflict against an enemy; "thousands of people were killed in the war"
an active struggle between competing entities; "a price war"; "a war of wits"; "diplomatic warfare"
Warfare is the activity of fighting a war. the threat of chemical warfare
asymmetric warfare
armed conflict between belligerents having different strengths and weaknesses

Examples include Agincourt, Vietnam and the War on Terrorism.

biological warfare
The use of any harmful organism (such as a bacterium or virus) as a weapon of war
conventional warfare
The waging of war in a manner which does not use nuclear, biological, or chemical weapons
conventional warfare
The waging of war in set military battles, as opposed to waging guerrilla warfare or fighting insurgencies
germ warfare
The use of harmful microorganisms as a weapon of war
guerrilla warfare
fighting using groups of irregular troops within areas occupied by the enemy
hybrid warfare
a military strategy that blends conventional warfare and irregular warfare across the full spectrum of conflict
information warfare
The use and management of information in pursuit of an advantage over an opponent, such as propaganda, disinformation, and gathering assurances that one's own information is accurate
psychological warfare
The use of various techniques to demoralize or intimidate someone
siege warfare
Warfare in which the defender is trapped in a position (such as a fort or castle) while the attacker bombards and/or barricades them from outside
trench warfare
Fighting of any sort which offers no hope of ending soon
trench warfare
Warfare in which opposing sides occupy trenches; usually very bloody, miserable, and endless
Biological warfare
Biological warfare (also known as germ warfare) is the use of biological toxins or infectious agents such as bacteria, viruses, and fungi with intent to kill or incapacitate humans, animals or plants as an act of war
germ warfare
Biological warfare (also known as germ warfare) is the use of biological toxins or infectious agents such as bacteria, viruses, and fungi with intent to kill or incapacitate humans, animals or plants as an act of war
irregular warfare
(Askeri) Irregular warfare (IW) is defined as a violent struggle among state and non-state actors for legitimacy and influence over the relevant populations. IW favors indirect and asymmetric approaches, though it may employ the full range ofmilitary and other capabilities, in order to erode an adversary’s power, influence,and will. It is inherently a protracted struggle that will test the resolve of ourNation and our strategic partners
ABC warfare
waging war with atomic biological and chemical devices
acoustic warfare
military attempts to prevent the enemy from using the underwater acoustic spectrum (range of sound frequencies) while allowing friendly troops to use it
air warfare
combat by aircraft
air warfare
Military operations conducted by airplanes, helicopters, or other aircraft against aircraft or targets on the ground and in the water. Air warfare did not become important until World War I (1914-18). The British, French, German, Russian, and Italian armed forces had flying units, including biplanes armed with machine guns for "dogfights" with enemy fighter aircraft. Zeppelins and larger airplanes carried out bombing raids. The 1920s and '30s saw the development of the monoplane, the all-metal fuselage, and the aircraft carrier. During World War II (1939-45), the Battle of Britain was the first fought exclusively in the air, the Battle of the Coral Sea was the first between carrier-based aircraft, and the atomic bombings of Hiroshima and Nagasaki were the first use of nuclear-armed bombers. In the jet age, air power has continued to be used in strategic bombing of an enemy's home territory (as in the Vietnam War, 1965-74), destroying enemy air forces (as in the Arab-Israeli wars), attacking and defending carrier-based naval fleets (as in the Falkland Islands War, 1982), and supporting ground forces (as in the Persian Gulf War, 1990-91)
amphibious warfare
Military operations directed against hostile shores and characterized by attacks launched from the sea by naval and landing forces. It has been conducted since ancient times. The Greeks attacking Troy (1200 BC) had to make a shore landing, as did the Persian invaders of Greece prior to the Battle of Marathon (490 BC). The British-led landings at Gallipoli (1915) were the main amphibious assault in World War I. The Allies of World War II found amphibious tactics essential in the island-hopping Pacific campaign and in the famous D-Day of the Normandy campaign, which still ranks as the greatest amphibious assault in history. Amphibious warfare's greatest advantage is its mobility and flexibility; its greatest limitation is that the attacker must start from nothing to build up strength ashore. Modern amphibious forces attempt to overcome this by fielding larger and more efficient landing vessels and also by using helicopters and short-takeoff and -landing airplanes to deploy troops beyond the hostile shore
atomic warfare
battle which uses the deadly atomic bomb
biological warfare
use of disease-spreading microorganisms in war
biological warfare
The use of disease-producing microorganisms, toxic biological products, or organic biocides to cause death or injury to humans, animals, or plants. or germ warfare Military use of disease-producing or poisonous agents, and the means for defending against such agents. Biological warfare agents include many bacteria, such as those which cause anthrax, brucellosis, and typhus; viruses that cause diseases such as equine encephalitis; fungi such as rice blast, cereal rust, wheat smut, and potato blight; and toxins such as botulinum and ricin that are extracted from living organisms. Biological warfare dates from ancient times when warring groups would try to poison enemy soldiers with rotting or diseased corpses, infect cattle and horses, or spread contagion through civilian populations. Following the horrors of World War I, a 1925 Geneva Protocol prohibited the use of biological agents in warfare; however, this did not prevent Japan from using them in China during World War II. During the Cold War the Soviet Union as well as the U.S. and its allies built huge stockpiles of biological agents. Both sides signed the 1972 Biological Weapons Convention, which prohibits the production, stockpiling, or development of biological weapons and requires the destruction of existing stockpiles, but the Soviets conducted a clandestine program until the 1990s. Biological weapons programs can be concealed easily, and the 1972 convention contains no provisions for inspection and reporting. As a result, many states have been suspected of developing biological warfare agents, and some modern armed forces have prepared defensive measures. These include battlefield sensors, protective garments and masks, sterilizing agents, and vaccines
biological warfare
the use of bacteria or viruses or toxins to destroy men and animals or food
biological warfare defense
defense against biological warfare
chemical warfare
using chemical weapons in combat
chemical warfare
Warfare and associated military operations involving the employment of lethal and incapacitating munitions and agents, typically poisons, contaminants, and irritants. methods of fighting a war using chemical weapons. Use of lethal or incapacitating chemical weapons in war, and the methods of combating such agents. Chemical weapons include choking agents such as the chlorine and phosgene gas employed first by the Germans and later by the Allies in World War I; blood agents such as hydrogen cyanide or cyanogen gas, which block red blood cells from taking up oxygen; blister agents such as sulfur gas and Lewisite, also dispensed as a gas, which burn and blister the skin; and nerve agents such as Tabun, Sarin, Soman, and VX, which block the transmission of nerve impulses to the muscles, heart, and diaphragm. The horrific casualties suffered in World War I led to the 1925 Geneva Protocol, which made it illegal to employ chemical weapons but did not ban their production. Chemical weapons were used a number of times afterward, most notably by Italy in Ethiopia (1935-36), by Japan in China (1938-42), by Egypt in Yemen (1966-67), and by Iran and Iraq against each other (1984-88). During the Cold War the Soviet Union and U.S. built up enormous chemical arsenals; these were dismantled under the terms of the 1993 Chemical Weapons Convention, which prohibits all development, production, acquisition, stockpiling, or transfer of such weapons. Not all countries have signed the convention, and many are suspected of pursuing clandestine chemical programs. Many military forces have adopted various defensive measures, including chemical sensors, protective garments and gas masks, decontaminants, and injectable antidotes, and some have reserved the option of retaliating in kind to any chemical attack. In 1995 a religious cult killed 12 civilians and injured thousands more with Sarin gas in Tokyo; this pointed out the power of chemical agents as weapons of terror as well as the difficulty of protecting civilian populations. See also biological warfare
chemical warfare
warfare using chemical agents to kill or injure or incapacitate the enemy
class warfare
clash or quarrel between social or economic classes
conventional warfare
war via customary weapons alone
economic warfare
disrupting the normal functioning of an enemy's economy in order to undermine its stability
economic warfare
Use of economic measures by governments engaged in international conflict. These may include export and import controls, shipping controls, trade agreements with neutral nations, and so on. Economic warfare among belligerents began with the blockade and interception of contraband. In World War II it was broadened to include economic pressure applied to neutral countries from which the enemy obtained its supplies. In the Cold War it often involved using measures such as an embargo to deny potential enemies goods that might contribute to their war-making ability
electronic warfare
military action involving the use of electromagnetic energy to determine or exploit or reduce or prevent hostile use of the electromagnetic spectrum
electronic warfare
war employing the use of electromagnetic radiation and the disrupting or disabling of the electronic capability of the enemy
electronic warfare support measures
electronic devices which aid in the waging of war
electronic warfare-support measures
electronic warfare undertaken under direct control of an operational commander to locate sources of radiated electromagnetic energy for the purpose of immediate threat recognition
gas warfare
use of poisonous gas in a war
germ warfare
Germ warfare is the use of germs in a war in order to cause disease in enemy troops, or to destroy crops that they might use as food. an international treaty banning germ warfare. The use of injurious microorganisms, such as bacteria or viruses, as weapons in warfare. the use of harmful bacteria in war to cause illness and death among the enemy
germ warfare
the use of harmful bacteria as a weapon
guerilla warfare
wars fought with hit-and-run tactics by small groups against an invader or against an established government
information warfare
the use of information or information technology during a time of crisis or conflict to achieve or promote specific objectives over a specific adversary or adversaries; "not everyone agrees that information warfare is limited to the realm of traditionalwarfare
land warfare
fighting on dry land, ground combat
littoral warfare
Military combat in and near shallow water depths
minor tactics warfare
combat by paramilitary troops that work in small isolated groups
mobile warfare
method of combat in which troops move and advance while fighting
naval air warfare center weapons division
the principal Navy agency for research and development for air warfare and missile weapon systems
naval special warfare
the agency that provides units to conduct unconventional and counter-guerilla warfare
naval surface warfare center
the agency that provides scientific and engineering and technical support for all aspects of surface warfare
naval underwater warfare center
the agency that provides scientific and engineering and technical support for submarine and undersea warfare systems
naval warfare
Military operations conducted on, under, or over the sea and waged against other seagoing vessels or targets on land or in the air. The earliest naval attacks were raids by the armed men of a tribe or town using fishing boats or merchant ships. The first warships were galleys, replaced in the 16th and 17th centuries by sail-driven warships equipped with cannons. The British victory over the Spanish Armada (1588) marked a major development: British galleons refused to allow the Spanish ships to get close enough for boarding and hand-to-hand combat and instead pounded them with guns of superior firing capability. Ships of the line and cruisers emerged in the 17th and 18th centuries. In the later 19th century, steam replaced sail propulsion, and ironclads offered greater protection against the increasing power of guns. The battleship, developed in these years, reigned until World War II, when the Pearl Harbor attack proved that bombers launched from aircraft carriers could sink any and all surface ships. Since then, naval air power missiles as well as carrier-based planes has been the primary weapon of the world's fleets. Submarines also play a major role in naval warfare
naval warfare
warfare that is conducted at sea, warfare that is conducted from the sea
nuclear warfare
war in which nuclear weapons are used
psychological warfare
the use of psychological tactics to destroy the opponents' morale
psychological warfare
Psychological warfare consists of attempts to make your enemy lose confidence, give up hope, or feel afraid, so that you can win. Use of propaganda against an enemy, supported by whatever military, economic, or political measures are required, and usually intended to demoralize an enemy or to win it over to a different point of view. It has been carried on since ancient times. The conquests of Genghis Khan were aided by expertly planted rumours about large numbers of ferocious Mongol horsemen in his army. Specialized units were a major part of the German and Allied forces in World War II and the U.S. armed forces in the Korean and Vietnam wars. Strategic psychological warfare is mass communications directed to a very large audience or over a considerable expanse of territory; tactical psychological warfare implies a direct connection with combat operations (e.g., the surrender demand). Consolidation psychological warfare consists of messages distributed to the rear of one's own advancing forces for the sake of protecting the line of communications, establishing military government, and carrying out administrative tasks within such a government
psychological warfare
war which includes using methods which influence the psyche
street warfare
combat method designed according to the conditions of a densely-packed area
submarine warfare
method of battle based on the use of submarines
trench warfare
type of combat in which soldiers fight from the inside of trenches (from World War I)
trench warfare
a method of fighting in which soldiers from opposing armies are in trenches facing each other. Warfare in which the opposing sides attack, counterattack, and defend from sets of trenches dug into the ground. It was developed by Sébastien Le Prestre de Vauban in the 17th century for laying siege to fortresses. Its defensive use was first institutionalized as a tactic during the American Civil War. It reached its highest development in World War I. Little used in World War II, it reappeared in the Iran-Iraq War in the 1980s. A typical construction consisted of two to four parallel trenches, each dug in a zigzag, protected by sandbags, and floored with wooden planks. The parallel trenches were connected by a series of communication trenches dug roughly perpendicular to them. The first row was fronted by barbed wire and contained machine-gun emplacements; the rear trenches housed most of the troops. Increased use of tanks marked the end of trench warfare, since tanks were invulnerable to the machine-gun and rifle fire used by entrenched soldiers
virus warfare
use of viruses during war in order to cause disease in the enemy's population
warfare
المفضلات