Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.
- He had no choice but to give up school because of poverty.
Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
- When poverty comes in at the door, love flies out the window.
Fakirlik onun çalışmalarına devam etmesini engelledi.
- Poverty prevented him from continuing his studies.
45 milyondan fazla Amerikalı fakirlik içinde yaşıyor.
- More than 45 million Americans live in poverty.
O yoksulluk nedeniyle oğlunu üniversiteye gönderemedi.
- He could not send his son to college because of poverty.
Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.
- He had no choice but to give up school because of poverty.