Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.
- Ich weiß nicht, wann er kommt.
İngilizce öğrenmeye ne zaman başladın?
- Wann hast du angefangen, Englisch zu lernen?
Hata ne zaman meydana geldi?
- When did the error occur?
Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
O beş yaşında iken o şiiri ezberleyebildi.
- He was able to memorize that poem when he was five years old.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
Tom ne zaman orada olması gerektiğinden emin değildi.
- Tom wasn't sure when he was supposed to be there.
Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi?
- You'll tell me when you need to leave, won't you?
O geldiğinde başlayacağız.
- We will start when he comes.
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
- She got all flustered when the boy she likes came over to talk to her.
Küçükken büyükanne ve büyükbabalarımla taşrada çok vakit geçirdim.
- When I was little, I spent a lot of time in the country with my grandparents.
Facebook'ta en son ne zaman vakit geçirdin?
- When was the last time you spent time on Facebook?
Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
- We'll do it when we have time.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
When can one say that a person has alcohol issues?
- Wann kann man sagen, dass ein Mensch Alkoholprobleme hat?
Sometime I'll definitely visit France. I just don't know exactly when.
- Es ist unvermeidbar, dass ich eines Tages nach Frankreich gehe, ich weiß nur nicht, wann.