Onun ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.
- Ich weiß nicht, wann sie zurück sein wird.
İngilizce öğrenmeye ne zaman başladın?
- Wann hast du angefangen, Englisch zu lernen?
Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
O beş yaşında iken o şiiri ezberleyebildi.
- He was able to memorize that poem when he was five years old.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I once met him when I was a student.
Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi?
- You'll tell me when you need to leave, won't you?
Ev ödevi yapmam gerektiğinde erkek kardeşim her zaman bana yardım eder.
- When I have homework to do, my brother always helps me with it.
Misafirler geldiğinde, o piyano çalıyordu.
- She was playing the piano when the guests arrived.
Bütün söylediği zamanı geldiğinde öğreneceğimizdi.
- All she said was that we would know when the time came.
Facebook'ta en son ne zaman vakit geçirdin?
- When was the last time you spent time on Facebook?
Üzücü haber geldiğinde çok iyi vakit geçiriyordum.
- I was having a very good time, when the sad news came.
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
The seven questions that an engineer has to ask himself are: who, what, when, where, why, how and how much.
- Die sieben Fragen, die sich ein Ingenieur stellen muss, sind: wer, was, wann, wo, warum, wie und wie viel.
Sometime I'll definitely visit France. I just don't know exactly when.
- Es ist unvermeidbar, dass ich eines Tages nach Frankreich gehe, ich weiß nur nicht, wann.