Sıkıldım ve bu yüzden şehrin etrafında gezindim.
- I got bored, that's why I wandered around the city.
Korkunç bir şüphe beynimde gezindi.
- A horrible suspicion wandered around in my brain.
İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.
- When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.
Hangi yola gitmem gerektiğini fark etmeden önce gezinerek bir saat harcadım.
- I spent an hour wandering before I realised which way I needed to go.