O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- He has been working during the whole day.
Roger bulabildiği herhangi bir işte gün boyunca çalıştı.
- Roger worked at any job he could find during the day.
Ders süresince telefonu çaldı.
- Her cellphone rang during class.
Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
- Many peasants died during the drought.
Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.
- You must not speak Japanese during the class.
Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler.
- The pupils listened eagerly during his speech.
Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.
- Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays.
O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.
- He kept a diary during the trip.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- Fortunately they had no storms on the way.