vurgulu

listen to the pronunciation of vurgulu
التركية - الإنجليزية
emphatic
(Bilgisayar) highlight

The author's juxtaposition of the two characters highlights their flaws. - Yazarın iki karakterinin yan yana koyulması onların kusurlarını vurguluyor.

The author's juxtaposition of the two characters highlights their differences, but also their similarities. - Yazarın iki karakteri bir araya getirmesi, onların farklılıklarının yanı sıra onların benzerliklerini de vurguluyor.

tonic
stressed, accented
emphatical
stressed

In Esperanto, the penultimate syllable is stressed. - Esperanto'da sondan bir önceki hece vurguludur.

emphaticical
vurgu
(Hukuk) emphasis

We lay emphasis on the importance of being sincere. - Biz samimi olmanın önemini vurgularız.

He put emphasis on the importance of the exercise. - O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.

vurgulu akort
(Muzik) sforzando
vurgulu aktarım fonksiyonu
pulse transfer function
vurgulu bir biçimde
stressedly
vurgulu delici
impact drill
vurgulu elektrik alanı
(Gıda) pulsed electric field
vurgulu hece
(mısrada) thesis
vurgulu hece
(Dilbilim) stressed syllable
vurgulu okuma
accentuation
vurgulu okumak
accentuate
vurgulu okumak
accent
vurgulu ses
tonic
vurgulu seslem
(Dilbilim) stressed syllable
vurgulu ve açık ima
(deyim) broad hint
vurgulu çalgılar mus
percussion instruments
vurgulu çubuk ekle
(Bilgisayar) add accent bar
vurgu
emphesis
vurgu
{i} point

I want to stress this point. - Bu konuyu vurgulamak istiyorum.

The teacher particularly emphasized that point. - Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.

vurgu
(Bilgisayar) highlight

Fadil's story was highlighted in several newspapers. - Fadıl'ın hikayesi birkaç gazetede vurgulandı.

The word before XYZ should be highlighted in yellow. - XYZ'den önceki kelime sarı ile vurgulanmalı.

vurgu
(Gıda) pulse
vurgu
(Dilbilim) stressed

I wrote down every phrase in his speech that he stressed. - Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.

I stressed the point. - Ben konuyu vurguladım.

vurgu
accent

Where does the accent fall in the word Australia? - Avustralya kelimesinde vurgu nereye düşer?

Where is the accent on the word 'Australia?' - 'Avustralya' kelimesinde vurgu nerede?

vurgu
{i} emphasize

He emphasized the importance of education. - O, eğitimin önemini vurguladı.

She emphasized the importance of education. - O, eğitimin önemini vurguladı.

vurgu
ictus
vurgu
word accent
vurgu
decompression sickness
vurgu
stress

There was a statement in the Asahi newspaper yesterday or the day before stressing that you shouldn't quote Wikipedia. - Dün ya da evvelsi gün Asahi gazetesinde Wikipedia'dan alıntı yapmamanız gerektiğini vurgulayan bir ifade vardı.

I stressed the point. - Ben konuyu vurguladım.

vurgu
phonetics accent, stress
vurgu
stress; accent
vurgu
emphases
التركية - التركية
Vurgu ile söylenen. Üstünde önemle durularak, dikkat çekilerek
Vurgu ile söylenen
Üstünde önemle durularak, dikkat çekilerek (yapılan)
vurgulu hece
Bir kelimede vurgunun bulunduğu hece
Vurgu
aksan
vurgu
Konuşma veya okuma sırasında bir hece veya kelimenin diğerlerinden daha baskılı söylenmesi
vurgu
Konuşma ya da okuma sırasında bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskılı söylenmesi
vurgulu
المفضلات