You should emphasize that fact.
- O gerçeği vurgulamalısın.
She emphasized the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
However, stressed Vladimir Putin, today is another situation.
- Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.
The teacher stressed the importance of daily practice.
- Öğretmen günlük çalışmanın önemini vurguladı.
Fadil's story was highlighted in several newspapers.
- Fadıl'ın hikayesi birkaç gazetede vurgulandı.
The word before XYZ should be highlighted in yellow.
- XYZ'den önceki kelime sarı ile vurgulanmalı.
The teacher often emphasizes that students should have courage.
- Öğretmen genellikle öğrencilerin cesarete sahip olmalarının gerekli olduğunu vurgulamaktadır.
I want to emphasize the need to get this done on time.
- Ben bunu zamanında yaptırmak için ihtiyacı vurgulamak istiyorum.
I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
- Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.
I want to stress this point.
- Bu konuyu vurgulamak istiyorum.