You should emphasize that fact.
- O gerçeği vurgulamalısın.
The doctor emphasized that the patient had only a few days.
- Doktor hastanın sadece birkaç günlük ömrü olduğunu vurguladı.
However, stressed Vladimir Putin, today is another situation.
- Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.
I wrote down every phrase in his speech that he stressed.
- Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.
The word before XYZ should be highlighted in yellow.
- XYZ'den önceki kelime sarı ile vurgulanmalı.
Take a screenshot of just the highlighted text.
- Sadece vurgulanan metnin ekran görüntüsünü alın.
It is important to emphasize that the consequences are not the same.
- Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
It is important to stress that the consequences are not the same.
- Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir.
I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
- Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.