vorgaben

listen to the pronunciation of vorgaben
الإنجليزية - التركية

تعريف vorgaben في الإنجليزية التركية القاموس.

conditions
koşullar

Onlar daha iyi çalışma koşulları talep etmedi. - They did not demand better working conditions.

Yaşam koşulları zordu. - Living conditions were hard.

conditions
şartlar

Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı. - Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.

Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var. - There is an urgent need for improved living conditions.

conditions
koşul

Kilometre performansı sürüş koşullarına göre değişir. - Mileage varies with driving conditions.

O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir. - That politician is well versed in internal and external conditions.

conditions
durum

Hava durumları değişebilir. - Weather conditions may change.

Bu hastanın durumu günden güne kötüleşiyor. - This patient's conditions are getting worse day after day.

conditions
alıştır/düzenle
conditions
(Ticaret) işlem
requirements
(Nükleer Bilimler) istenen şartlar
directives
(Politika, Siyaset) yönergeler
directives
(Politika, Siyaset) direktifler
guidelines
öneriler
guidelines
(Politika, Siyaset) tüzük
guidelines
meselenin ana çekitleri
conditions
(Ticaret) muamele
conditions
koşullu olarak
defaults
varsayılanlar
deliverables
teslim
guidelines
yönergeler

Ben yönergeleri izliyorum. - I'm following the guidelines.

guidelines
(Avrupa Birliği) kılavuz
guidelines
(Askeri) ANA ESASLAR
requirements
(Askeri) İHTİYAÇLAR: Belirli sürelere ait veya belirli ıamanlardaki personel, teçhizat, ikmal maddesi, kaynak, tesis veya hizmet ihtiyaç veya talebini, belirli miktarlar dahilinde gösteren plan veya rapor. Ayrıca bakınız: "initial requirements", "project requirements", "replacement requirements", "reserve requirements" ve "military requirements"