تعريف voraussichtlich في الإنجليزية التركية القاموس.
- estimated
- tahmini
Metamfetaminin kilosu sokaklarda tahmini bir milyon dolardan gidebiliyor.
- The drug ice can fetch an estimated $1 million per kilogram on the streets.
Çelik üretimi geçen yıl tahmini olarak 100 milyon tona ulaştı.
- Steel production reached an estimated 100 million tons last year.
- probable
- {s} olası
Bu mümkün, ama olası değildir.
- It's possible, but not probable.
Onun ilk albümünün iyi satacağı olasıdır.
- It is probable that her first album will sell well.
- expected
- umulan
- expected
- (Askeri) BEKLENDİK, ÜMİT EDİLEN, BEKLENEN
- expected
- {f} bekle
Bahçe beklediğimden daha büyüktü.
- The garden was larger than I had expected.
Okula geç kalan öğrencilerin sayısı beklediğimden çok daha azdı.
- The number of students who were late for school was much smaller than I had expected.
- estimated
- kararlama
- estimated
- hesaplanmış
- expected
- (Kanun) melhuz
- probable
- olması muhtemel
Onun hasta olması muhtemeldir.
- It is probable that he is ill.
Başarısız olması muhtemel.
- It is probable that he will fail.
- probable
- (Askeri) OLASI (İHTİMAL): Daha sonraki durumda doğrulama veya inkar olgusu oluncaya kadar beyanın tam olduğunu belirten mevcut emarelerin bulunduğu koşullar altında oluşturulan bir durumu nitelemek üzere kullanılan bir terim. Ayrıca bakınız: "possible"
- probable
- varit
- estimated
- {f} hesapla
- expected
- beklenilen
Tom beklenilenden bir gün daha erken döndü.
- Tom returned one day earlier than expected.
Her zaman beklenilen şeyi yapmaz mısınız?
- Don't you always do what's expected?
- estimated
- tahmin edilmiş
- probable
- It is more than probable
- probable
- {s} muhtemel, olası, olasılı
- probable
- (sıfat) olası, mümkün, muhtemel, akla yatkın, makul
- probable
- Büyük bir ihtimalle
