التركية - الإنجليزية
تعريف viyola في التركية الإنجليزية القاموس.
- viola
Tom plays the viola much better than Mary.
-Tom viyolayı Mary'den çok daha iyi çalar.
I've heard you play the viola and you're not very good, are you?
-Viyola çaldığını duydum ve sen çok iyi değilsin, değil mi?
- mus. viola
- (Muzik) viol
I've heard you play the viola and you're not very good, are you?
-Viyola çaldığını duydum ve sen çok iyi değilsin, değil mi?
He has two daughters, one is a pianist and the other is a violist.
-Onun biri piyanist ve diğeri bir viyolacı olan iki kızı vardır.
التركية - التركية
تعريف viyola في التركية التركية القاموس.
- Kemana benzer, kemandan büyük bir çalgı, alto