Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

viscous, adhesive, glutinous, ropy, tough

listen to the pronunciation of viscous, adhesive, glutinous, ropy, tough
الإنجليزية - التركية

تعريف viscous, adhesive, glutinous, ropy, tough في الإنجليزية التركية القاموس.

sticky
yapış yapış

Bu yapış yapış bir durum. - This is a sticky situation.

Bütün vücudum terden yapış yapış. Kendime gelmek için mümkün olduğu kadar çabuk bir banyo almak istiyorum. - My whole body is sticky with sweat. I want to take a bath as quickly as possible in order to feel refreshed.

sticky
{s} yapışkan

Lastikler çok yapışkan. - The tires are very sticky.

Bu bant yapışkan değil - This tape isn't sticky.

sticky
sıvık
sticky
yapışan
sticky
güç
sticky
zor

Çok zor bir durumda bana yardım etti. - She helped me in a very sticky situation.

sticky
(sıfat) yapışkan, yapış yapış, yapışkanlı, aşırı nemli, rutubetli, ıslak, inatçı, zorlu, zor, tatsız, kötü, berbat, isteksiz, gönülsüz
sticky
{s} k.dili. zor ve hassas (iş/problem)
sticky
{s} kötü
sticky
stickilyyapışkan bir şekilde
sticky
{s} isteksiz
sticky
{s} zorlu
sticky
{s} berbat
sticky
{s} inatçı
sticky
cimri/zor/yapışkan
sticky
{s} aşırı nemli

Yazın Japonya sıcak ve aşırı nemli. - Japan is hot and sticky in summer.

sticky
{s} ıslak
sticky
ıstırap veren
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} sticky