Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
- She soon adjusted herself to village life.
Erkek kardeşim küçük bir köyde yaşıyor.
- My brother lives in a small village.
Bu nehir benim köyümden geçer.
- This river runs through my village.
Benim köyümde, bir dere üzerinde küçük, dar bir yaya köprüsü vardır.
- In my village, there is a small, narrow footbridge over a brook.
... Just to walk into one of these small villages and look at the ...