Ben çeşitli zorluklar gördüm.
- I have seen various difficulties.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
- Japan imports various raw materials from abroad.
Bu oda birçok amaçla kullanılır.
- This room is used for various purposes.
O kasede değişik türde şekerleme var.
- There are various kinds of candy in that bowl.
Değişik bilgiler topladı.
- He collected various information.
Her türlü zamanımız var.
- We have all kinds of time.
Atlet her türlü sporda yükseldi.
- The athlete excelled in all kinds of sports.
Modern toplum her türlü bilgi ile dolup taşıyor.
- Modern society is overflowing with all sorts of information.
Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
- All sorts of rumors rose about her past.
Tom bana her çeşit soru sordu.
- Tom asked me all sorts of questions.
Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.
- Tom can do all sorts of things quite well.
Diplomatlara çeşitli ayrıcalıklar tanınır.
- Diplomats are allowed various privileges.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.