very uncommon; scarce

listen to the pronunciation of very uncommon; scarce
الإنجليزية - التركية

تعريف very uncommon; scarce في الإنجليزية التركية القاموس.

rare
hafif/az pişmiş/nadir
rare
{s} bulunmaz
rare
(Gıda) az pişmiş et
rare
kanlı (et)
rare
nadide
rare
türüne az rastlanan
rare
türüne az rastlanır
rare
seyrek

O seyrek olarak kiliseye gider. - He rarely goes to church.

rare
süper
rare
(et) az pişmiş
rare
{s} nadir

Benim için bu nadir kitabı bulabilir misin? - Can you obtain this rare book for me?

Bu yapılar nadiren, kırk yılda bir, konuşma İngilizcesinde olurlar. - These structures would rarely, if ever, occur in spoken English.

rare
ender,seyrek
rare
yoğun olmayan rareearth metal nadir toprak elementi
rare
rareness nadirlik
rare
müthiş
rare
harika
rare
seyrek olarak

O seyrek olarak kiliseye gider. - He rarely goes to church.

rare
{s} nadir, seyrek, az bulunur
الإنجليزية - الإنجليزية
rare
very uncommon; scarce
المفضلات