Onun İngilizcedeki yeterliliği hızla gelişti. - Her proficiency in English rapidly improved.
Onun İngilizcedeki yeterliliği hızla gelişti.
Her proficiency in English rapidly improved.
Spiker hızla konuşabilir. - The announcer can talk rapidly.
Spiker hızla konuşabilir.
The announcer can talk rapidly.