very nearly

listen to the pronunciation of very nearly
الإنجليزية - التركية
fazlaca yakın
parmak kaldı
parmak kaldı almost
all but
hemen hemen

Hemen hemen işi bitirdi. - He has all but finished the work.

all but
az daha; -den başka
all but
az daha, az kalsın, neredeyse: "She was so angry that she all but slapped me. - O kadar kızdı ki beni neredeyse tokatlayacaktı."
all but
-den gayri hepsi, ... dışında hepsi: "We have interviewed all but two of the candidates. - Adayların ikisi dışında hepsiyle görüştük."
all but
haricinde ( in)
all but
neredeyse

Resim neredeyse bitti. - The painting is all but finished.

Tom neredeyse vazgeçti. - Tom has all but given up.

all but
az
all but
az kalsın
all but
-den gayri hepsi, ... dışında hepsi: We have interviewed all but two of the candidates. Adayların ikisi dışında hepsiyle görüştük
all but
az daha
all but
(deyim) az daha ,nerdeyse
الإنجليزية - الإنجليزية
all but

The food is all but finished.

very nearly

    الواصلة

    ve·ry near·ly

    التركية النطق

    veri nîrli

    النطق

    /ˈverē ˈnərlē/ /ˈvɛriː ˈnɪrliː/
المفضلات