Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.
- Telling lies is a very bad habit.
Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
- His behavior, as I remember, was very bad.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Natto berbat kokuyor, ama lezzetli.
- Natto smells awful, but tastes delicious.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
O, korkunç bir gündü.
- That was an awful day.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
My socks smell awful.
... That was a very bad idea. ...
... But I do believe that women in pop music have a very bad rap. ...