Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.
- Tom has a very bad reputation around town.
Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.
- Telling lies is a very bad habit.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu?
- You look awful. What happened?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
My socks smell awful.
... of California in a very bad mood. This is the Terminator robot. And how did the Terminator ...
... They're very bad in the area of judgment, human thinking, ...