Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu?
- You look awful. What happened?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Bugün hava korkunç sıcak.
- It's awfully hot today.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.