Tom FBI tarafından manipüle edildiğinin gittikçe farkına vardı.
- Tom became increasingly aware that he was being manipulated by the FBI.
Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
- This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
O, giderek daha çok kaygılanıyordu.
- He was getting increasingly anxious.
Artan bir şekilde yardımına ihtiyacım var.
- I increasingly need your help.
Son yıllarda elektronik bilgisayarlar giderek önemli olmuştur.
- In recent years electronic computers have become increasingly important.
Modern finans giderek karmaşık ve sofistike hale geliyor.
- Modern finance is becoming increasingly complicated and sophisticated.