Biz Dünya'yı bulduğumuzdan biraz daha iyi bırakmak istiyoruz.
- Wir wollen die Welt ein bisschen besser verlassen, als wir sie vorgefunden haben.
Ne olursa olsun, seni bırakmayacağım.
- Was auch passiert, ich werde dich niemals verlassen.
Neden bizi terk ettin baba?
- Warum hast du uns verlassen, Papa?
Irmağın kenarında terkedilmiş bir araba vardı.
- There was an abandoned car by the river.
Terkedilmiş şehir, orman tarafından yutuldu.
- The abandoned city was swallowed by the jungle.
O, terk edilmiş bir binada saklandı.
- He hid in an abandoned building.
Tom yalnız ve terk edilmiş hissetti.
- Tom felt lonely and abandoned.