We had extremely good yields this year.
- Bu yıl son derece iyi verimimiz vardı.
The bad weather will affect the yield.
- Kötü hava verimi etkileyecek.
Regulations harm efficiency.
- Düzenlemeler verimliliğe zarar verir.
Families and companies across America are improving the energy efficiency of their homes and businesses with help from ENERGY STAR in ways that cost less and help the environment.
- Amerika genelinde aileler ve şirketler daha az maliyet ve çevreye yardımcı yollarla ENERGY STAR yardımıyla evlerinin ve işletmelerinin enerji verimliliği geliştiriyorlar.
These German translators are so unproductive, Tatoeba should delocalise production to Asia!
- Bu Alman çevirmenler çok verimsizler, Tatoeba üretimi Asya'ya kaydırmalı.
The new production process achieves a high yield.
- Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.
An efficient FBI agent does not make any bones about carrying out his duties.
- Verimli bir FBI ajanı görevlerini yürütme hakkında bir şey söylemiyor.
John runs the family business very efficiently.
- John aile şirketini çok verimli bir şekilde işletiyor.