verhandlung

listen to the pronunciation of verhandlung
ألمانية - التركية
[die] görüşme, müzakere; tartışma; dava, duruşma, mahkeme
{ferhertın} de. katılaşmak, sertleşmek
الإنجليزية - التركية

تعريف verhandlung في الإنجليزية التركية القاموس.

negotiation
{i} müzakere

Müzakereler birkaç gün sürdü. - Negotiations lasted many days.

Çok taraflı ticaret müzakereleri ithalat kotaları üzerinde şapa oturdu. - Multilateral trade negotiations ran aground over import quotas.

bargaining
pazarlık ederek
bargaining
pazarlık etme
bargaining
(Ticaret) pazarlık yapma

Tom fiyat üzerinde pazarlık yapmada iyidir. - Tom is good at bargaining the price down.

negotiation
(Ticaret) iştira
negotiation
(Ticaret) senedin ıskonto edilmesi
bargaining
{f} pazarlık et
arguments
tartışmalar

Tom tartışmaları provoke etmeyi seviyor. - Tom seems to enjoy provoking arguments.

Evlilik tartışmaları, bir evlilik için daima yapıcı olmalıdır. - Marital arguments should always be constructive to a marriage.

bargaining
{i} görüşme
bargaining
{i} pazarlık

Bu konuda pazarlık olmayacak. - There will be no bargaining on this issue.

Tom fiyat üzerinde pazarlık yapmada iyidir. - Tom is good at bargaining the price down.

negotiation
{i} aşma
negotiation
{i} (zor bir durumu) atlatma; (engeli) aşma
negotiation
bir meseleyi tedbirle halletme
negotiation
{i} ciro etme
negotiation
ciro edip satma
negotiation
{i} (çek/bono) ciro etme
negotiation
{i} paraya çevirme