تعريف vergisi في التركية الإنجليزية القاموس.
- (Ticaret) probate duty
- {i} tax on property of a deceased person that passes on in a last will and testament (tax was abolished in early 1980s)
- gümrük vergisi
- tariff
- vergi
- tax
He was accused of evading tax.
- Vergi kaçırmakla suçlandı.
Where can I get hold of a good tax lawyer?
- Nereden iyi bir vergi avukatı bulabilirim?
- allah vergisi
- gift
Health is the greatest gift.
- Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- veraset vergisi
- inheritance tax
- veraset ve intikal vergisi
- succession duties
- veraset vergisi
- estate tax
- veraset vergisi
- death duty
- veraset vergisi
- probate duty
- gümrük vergisi
- duty
These goods are free of duty.
- Bu mallar için gümrük vergisi yok.
These articles are all exempt from duty.
- Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
- allah vergisi
- god's gift
- allah vergisi
- natural endowment
- allah vergisi
- talent
- allah vergisi
- dowery
- allah vergisi
- endowment
- belediye vergisi
- (Politika, Siyaset) council tax
- belediye vergisi yardımı
- (Politika, Siyaset,Ticaret) council tax benefit
- bina vergisi
- (Ticaret) house tax
- emlak vergisi
- (Ticaret) real property tax
- gayrimenkul vergisi
- (Ticaret) real estate tax
- gayrimenkul vergisi
- real property tax
- gelir vergisi
- (Ticaret) personal income tax
- gelir vergisi
- (Ticaret) the income tax
The income tax rate increases in proportion to the salary increase.
- Gelir vergisi oranı maaş artışı ile orantılı olarak artar.
- gider vergisi
- (Ticaret) sales-tax
- gider vergisi
- excise tax
- gider vergisi
- (Askeri) sales tax
- gümrük vergisi
- (Ticaret) custom duty
- gümrük vergisi
- customs
- hibe vergisi
- (Ticaret) gift tax
- kelle vergisi
- (Ticaret) capitation
- motorlu taşıtlar vergisi
- (Kanun) motor vehicle tax
- vergi
- (Ticaret) charterers pay dues
- vergi
- (Ticaret) tariff
President Arthur wanted to reduce the tariffs.
- Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.
Cleveland decided that high tariffs were wrong.
- Cleveland yüksek gümrük vergilerinin yanlış olduğuna karar verdi.
- vergi
- (Ticaret) rate
The income tax rate increases in proportion to the salary increase.
- Gelir vergisi oranı maaş artışı ile orantılı olarak artar.
Warren Buffett complained that he has a lower tax rate than his secretary.
- Warren Buffett, sekreterinden daha düşük bir vergi oranına sahip olmasından yakındı.
- vergi
- gift
Health is the greatest gift.
- Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- vergi
- farm
The government imposed a new tax on farmers.
- Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.
- vergi
- talent
- vergi
- (Ticaret) que
- vergi
- {i} tribute
- vergi
- taxation
Taxation is a serious issue.
- Vergilendirme ciddi bir konudur.
Taxation is based on income.
- Vergilendirme gelire bağlıdır.
- vergi
- taxe
We think that it's our duty to pay taxes.
- Vergi ödemenin bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum.
He could write off his work room's furnishing from his taxes.
- Çalışma odasının mobilyasını vergiden düşürebildi.
- Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi
- (Finans) Banking and Insurance Transactions Tax (BITT)
- banka sigorta muamele vergisi
- banking insurance transaction tax
- banka sigorta muamele vergisi
- bank insurance transaction tax
- damga vergisi
- (Ticaret) stamp duty
- damga vergisi
- Stamp tax
- indirimli ithalat vergisi
- (Ticaret) reduced rate of import duty
- kurumlar vergisi kesintisi
- corporation tax cutcorporation tax deduction
- sıfır oranlı ithalat vergisi
- (Ticaret) zero rate of import duty
- temizlik vergisi
- cleaning duties
- varlık vergisi
- Wealth tax, capital tax
- vergi
- tax returns
- özel tüketim vergisi
- Private consumption tax
- Allah vergisi
- God's gift, gift, talent
- Tanrı vergisi
- gift, talent
- allah vergisi
- faculty
- allah vergisi
- innate talent
- allah vergisi
- dowry
- allah vergisi yetenek
- native ability
- allah vergisi yetenek
- endowment
- alım vergisi
- purchase tax
- antrepo vergisi
- (Ticaret) warehouse tax
- arazi vergisi
- land tax
- artan gelir vergisi
- (Ticaret) increment tax
- aşar vergisi
- tithe
Tithe was one of the pillars of the French Ancien Régime.
- Aşar vergisi Fransız Eski rejiminin direklerinden biriydi.
- aşar vergisi vermek
- tithe
- bahis vergisi
- (Bahis) betting tax
- baş vergisi
- capitation tax
- belediye tüketim vergisi
- (Ticaret) municipal excise duty
- belediye tüketim vergisi
- (Ticaret) municipal consumption tax
- belediye vergisi
- rate
- beyin göçü vergisi
- (Ticaret) brain drain tax
- bina vergisi
- tax on buildings
- borsa işlemleri vergisi
- (Ticaret) stock exchange tax
- ciro vergisi
- (Hukuk) turnover tax
- damga vergisi muafiyeti
- (Ticaret) documentary taxes indemnity
- devir vergisi
- (Ticaret) transfer tax
- değer katkı vergisi
- Value Added Tax
- ek gelir vergisi
- (Ticaret) income tax bracket
- ek gelir vergisi
- supertax
- emlak alım vergisi
- (Ticaret) teal estate purchase tax
- emlak vergisi
- property tax, real estate tax
- emlak vergisi
- real estate tax
- emlâk vergisi
- (ıng.) rate
- emlâk vergisi
- property tax
- emlâk vergisi
- land tax
- enerji vergisi
- (Ticaret) energy tax
- engelleyici gümrük vergisi
- (Ticaret) prohibitive duty
- fener vergisi
- (Askeri) light dues
- fener vergisi
- (Askeri) light house charges
- gayrimenkul satış vergisi
- real estate sales tax
- gelir vergisi
- pay as you earn
- gelir vergisi
- income tax
Tom said he paid income taxes.
- Tom, gelir vergisi ödediğini söyledi.
A man of wealth has to pay a lot of income tax.
- Zengin bir adam, gelir vergisini çok ödemek zorundadır.
- gelir vergisi beyannamesi
- income tax return
- gelir vergisi oranı
- (Hukuk) income tax rate
- girdi vergisi
- (Ticaret) input tax
- gümrük vergisi
- customs duty
- gümrük vergisi
- customs, duty
- gümrük vergisi
- customs duty, customs
- gümrük vergisi oranı
- tariff rate
- hisse senedi vergisi
- (Ticaret) capital-stock tax
- ihracat vergisi
- export duties
- ihracat vergisi
- (Ticaret) export levy
- ihracat vergisi
- (Ticaret) export tax
- ihracat vergisi
- (Ticaret) duty on exports
- imalat vergisi
- (Ticaret) processing tax
- indirimli gümrük vergisi
- (Ticaret) reduced customs duty
- intikal vergisi
- death duty
- intikal vergisi
- inheritance tax
- intikal vergisi
- estate transfer charges
- iskele vergisi
- (Askeri) keyage
- iskele vergisi
- (Askeri) guayage
- istatistik vergisi
- (Ticaret) statistic tax
- istihdam vergisi
- (Ticaret) pay-roll tax
- istihlak vergisi
- excise tax, excise
- ithalat dengeleme vergisi
- import equalisation tax
- ithalat vergisi
- import duty
- içalım vergisi
- import tax, impost
- iş vergisi ile ilgili uygulama kuralları
- (Hukuk) code of conduct for business taxation
- işletme vergisi
- 1. an excise tax. 2. a sales tax
- işletme vergisi
- excise tax; sales tax
- kafa vergisi
- poll tax
- kafa vergisi
- head money
- kantar vergisi
- (Ticaret) weighage
- katma değer vergisi
- value added tax, VAT
- kazanç vergisi
- profit tax
- kazanç vergisi oranı
- (Hukuk) profit tax rate
- kelle vergisi
- poll tax
- kelle vergisi
- head money
- kilise vergisi
- church rate
- kira vergisi
- (Ticaret) rent tax
- kullanma vergisi
- (Ticaret) use tax
- kumar vergisi
- (Ticaret) tax on betting
- kurumlar vergisi
- corporation tax
- kurumlar vergisi
- (Hukuk) corporate tax
- kıymet artış vergisi
- value added tax
- liman vergisi
- (Askeri) harborage
- liman vergisi
- harbor dues
- liman vergisi
- keelage
- liman vergisi
- (Askeri) harbourage
- liman vergisi
- (Ticaret) anchorage duty
- liman vergisi
- groundage
- lisans vergisi
- (Ticaret) licence license duty
- lisans vergisi
- (Ticaret) licence license tax
- lüks vergisi
- luxury tax, tax on luxury expenditures
- lüks vergisi
- luxury tax
- mala tahakkuk eden gümrük vergisi
- (Hukuk) customs duties accrued on the product
- marjinal gelir vergisi
- (Ticaret) marginal income tax
- menkul mallar vergisi
- (Ticaret) personal property tax
- meslek vergisi
- (Ticaret) professional tax
- meslek vergisi
- (Ticaret) occupation tax
- milli savunma vergisi
- (Ticaret) tax of national defence
- miras vergisi
- (Kanun) succession duty
- misilleme gümrük vergisi
- (Ticaret) retaliatory duty
- mobilya vergisi
- (Ticaret) furniture tax
- motorlu araçlar vergisi
- (Ticaret) motor vehicles tax
- muamele vergisi
- transaction tax; turnover tax
- muamele vergisi kaçırma
- (Hukuk) evasion of excise duties
- nisbi damga vergisi
- (Ticaret) graduated stamp duty
- otomobil vergisi
- (Ticaret) car tax
- patent vergisi
- (Ticaret) patent tax
- petrol üretim vergisi
- (Ticaret) petroleum production tax
- plaka vergisi
- (Kanun) circulation tax
- pul vergisi
- stamp duty
- ruhsat vergisi
- (Kanun) license tax
- rıhtım vergisi
- (Askeri) guayage
- rıhtım vergisi
- (Askeri) keyage
- rıhtım vergisi ödenmiş
- (Kanun) ex quay
- satış vergisi
- sales tax
- savaş vergisi
- conscription
- savaş vergisi
- conscription of wealth
- savunma vergisi
- (Politika, Siyaset) national defense tax
- sayım vergisi
- tax whose amount depended on the number of animals one owned
- senelik toprak vergisi
- (Tarih) danegeld
- sermaye kazancı vergisi
- capital gains tax
- sermaye vergisi
- capital levy
- servet transfer vergisi
- (Ticaret) wealth transfer tax
- servet vergisi
- wealth tax
- servet vergisi
- (Kanun,Ticaret) fortune tax
- servet vergisi
- (Kanun) tax on wealth
- servet vergisi
- (Kanun,Ticaret) capital levy
- sikke vergisi
- seigniorage
- sokak temizliği vergisi
- (Ticaret) sweeping tax
- stok vergisi
- (Ticaret) tax on stocks
- stopaj vergisi
- withholding tax
- sulama vergisi
- (Ticaret) irrigation tax
- tahmini gelir vergisi
- (Ticaret) estimated income tax
- telafi edici gümrük vergisi
- (Ticaret) compensatory duty
- telafi edici gümrük vergisi
- (Ticaret) compensatory customs duty
- telif ücreti vergisi
- (Ticaret) royalty tax
- tercihli gümrük vergisi
- (Ticaret) preferential customs duty
- tüketim vergisi
- (Hukuk) excise, excise duty
- tüketim vergisi
- excise duty
- tüketim vergisi
- excise
- umumi emlak vergisi
- (Ticaret) general property tax
- varlık vergisi
- conscription of wealth
- varlık vergisi
- conscription
- varlık vergisi
- property tax
- varlık vergisi tax
- on wealth and earnings (levied only once, in 1942)
- vergi
- wedding present
- vergi
- (Hukuk) charge, duty, levy, tax
- vergi
- Scot
- vergi
- charitable contribution or gift
- vergi
- tax, duty; gift, talent
- vergi
- duty
These articles are all exempt from duty.
- Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
We think that it's our duty to pay taxes.
- Vergi ödemenin bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum.
- vergi
- imposition
- vergi
- impost
- vergi
- excise
- vergi
- something with which (a person) is naturally endowed: Bu kabiliyet sana vergi bir şey. This is an ability with which you've been naturally endowed
- vergi
- dues
- vergi
- assessment
- vergi
- gabelle
- vergi
- dower
- vergi
- capitation
- yiyecek maddesi vergisi
- (Ticaret) food tax
- zincir mağazalar vergisi
- (Ticaret) chain store tax
- çek vergisi
- (Ticaret) check tax
- çek vergisi
- (Ticaret) cheque tax
- çevre vergisi düzenlemesi
- (Hukuk) environment impact assessment regulation