Onu unutmak istiyorum.
- Ich möchte sie vergessen.
Bazen sessizlik unutulmuş değil. Bazen sessizlik sadece sabır.
- Manchmal ist Schweigen nicht Vergessen. Manchmal ist Schweigen nur Geduld.
Biz affedebiliriz fakat unutmak imkansızdır.
- We can forgive, but forgetting is impossible.
Sadako onu unutmak istedi.
- Sadako wanted to forget about it.
Sana söylediklerimi unutma.
- Don't forget what I told you.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to post the letters.
Tamamen unutulduğunu düşünecek.
- He will think he has been completely forgotten.
Bu gerçek unutulmamalı.
- This fact must not be forgotten.
Alçakgönüllülük unutulmuş bir erdemdir.
- Humility is a forgotten virtue.
Makale şimdi unutulmuş bir olayı ima ediyor.
- The article alludes to an event now forgotten.
I'll never forget visiting Paris last summer.
- Ich werde niemals meinen Besuch in Paris letzten Sommer vergessen.
I'll never forget you.
- Ich werde dich nie vergessen.
Let us not forget about ourselves!
- Vergessen wir nicht uns selbst!
It made me forget about my problems.
- Er ließ mich meine Probleme vergessen.