Onun bulunduğu yeri bilmiyorum.
- I don't know his whereabouts.
Anne ve babalar, çocuklarının bulunduğu yerleri izlemelidir.
- Parents should monitor their children's whereabouts.
Dan bulunduğu yer hakkında yalan söyledi.
- Dan lied about his whereabouts.
Onun bulunduğu yeri bulamadık.
- We couldn't find out her whereabouts.