Linux'u destekleyen satıcılar var.
- There are also vendors who support Linux.
Türbede pamuk şekeri satıcıları vardı.
- There were cotton candy vendors in the shrine.
Otomattan da bilet satın alabilirsin.
- You can buy the ticket from the vending machine too.
Tom'un otomattan bir içecek satın almak için yeterli bozuk parası yoktu.
- Tom didn't have enough change to buy a drink from the vending machine.
Ben onu bir sokak satıcısından satın aldım.
- I bought that from a street vendor.