velime

listen to the pronunciation of velime
التركية - الإنجليزية
my parents
veli
parent

The committee is composed of teachers and parents. - Komite öğretmenlerden ve velilerden oluşur.

Tom went to the parent-teacher meeting. - Tom veli görüşmesine gitti.

veli
protector
veli
conservator
veli
curator
Veli
(isim) Saint, wali
veli
custodian
veli
man close to God, holy man, wali, saint
veli
guardian (of a child)
veli
guardian

I regard myself as your guardian. - Kendimi senin velin olarak görüyorum.

veli
patron
veli
guardian, protector; saint evliya, ermiş, eren
التركية - التركية
Düğün, evlenme
Sevinç ve sürur günleri verilen ziyafet
Düğün ziyafeti
VELİME
(Osmanlı Dönemi) Düğün, evlenme
VELİ
(Osmanlı Dönemi) Baba. Babanın babası, cedde de denir
VELİ
(Hukuk) Velayet hakkına sahip bulunanlardan her biri, bunlar ana ve/veya babadır
VELİ
(Osmanlı Dönemi) Küçük çocukların hâlinden mes'ul kimse
VELİ
(Osmanlı Dönemi) Cenab-ı Hakk'ın (C.C.) isimlerinden birisi
VELİ
(Osmanlı Dönemi) Fık: Hayatını mücadelelerle ve azimet ve fevkalâde bir zühd ve takva ile ibadet ve taata sarfederek kendisinden Allah'ın (C.C.) izniyle gaybdan haber vermek ve gaybî ahvali keşfetmek gibi ilmî ve kevnî hârikalar zuhura gelen zât. Allah'a (C.C.) manevî yakınlık kesbetmiş olan şerif zât
VELİ
(Osmanlı Dönemi) Sıddık
VELİ
(Osmanlı Dönemi) Evliya
VELİ
(Osmanlı Dönemi) Sahib, mâlik
VELİ
(Osmanlı Dönemi) Muin. Muhafaza eden
Veli
ege
veli
(Osmanlı Dönemi) evliyâ, büyük zühd ve takva sahibi, günahlardan çok kaçınan ve zamanını ibâdet ve. taatte sarfeden, Allah'ın izniyle gaybdan haber verebilen ve kerametler gösteren kimse
veli
Ermiş, eren, evliya
veli
Ermiş, eren, evliya: "Anadolu'da, hele Rumeli'de her yol üstünde, her tepede görülen türbelerde yatan veliler..."- Y. K. Beyatlı
veli
Bir çocuğun her türlü durum ve davranışlarından sorumlu olan kimse
velime
المفضلات