The vessel was loaded with coal, lumber, and so on.
- Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü.
We ate sandwiches, cakes, and so on.
- Sandviçler, kekler ve benzeri şeyler yedik.
He asked me my age, my name, my address, and so forth.
- O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu.