We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.
- Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri.
We ate sandwiches, cakes, and so on.
- Sandviçler, kekler ve benzeri şeyler yedik.
The costumes were red, pink, blue, and so forth.
- Kostümler kırmızı, pembe, mavi ve benzeriydi.
He asked me my age, my name, my address, and so forth.
- O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu.