He was a true patriot and an able diplomat.
- O, gerçek bir vatansever ve yetenekli bir diplomattı.
The patriots stood up for the rights of their nation.
- Vatanseverler kendi milletinin haklarını savundu.
The residents of this town are deeply religious and patriotic people.
- Bu kasabanın sakinleri çok dindar ve vatansever insanlar.
You're very patriotic, aren't you?
- Sen çok vatanseversin, değil mi?