vatandaşlık

listen to the pronunciation of vatandaşlık
التركية - الإنجليزية
{i} citizenship

Citizenship is a prerequisite for voting. - Vatandaşlık, oylama için bir ön koşuldur.

The plan talks a lot about active citizenship. But it must be active and engaged citizenship. - Plan, aktif vatandaşlık hakkında çok konuşuyor. Ama aktif ve tatbiki bir vatandaşlık olmalıdır.

(Hukuk) citizenship, nationality
national status
vatandaşlık başvurusu
appication for naturalization
vatandaşlık numarası
National Identification Number
vatandaşlık başvurusu
first papers
vatandaşlık başvurusu yapan kimse
declarant
vatandaşlık hakları
(Hukuk) citizens' rights
vatandaşlık hakları
civil rights

We must fight to safeguard our civil rights. - Vatandaşlık haklarımızı korumak için mücadele etmeliyiz.

You're violating my civil rights. - Vatandaşlık haklarımı ihlal ediyorsun.

vatandaşlık hakları savunucusu
civil rights activist
vatandaşlık haklarından mahrum etmek
denaturalize
vatandaşlık vermek
naturalize
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaldırmak
attaint
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaybetmesi
attainder
liberal vatandaşlık
(Politika, Siyaset) liberal citizenship
müktesep vatandaşlık
(Hukuk) acquired nationality
sonradan kazanılmış vatandaşlık
(Hukuk) acquired nationality
çifte uyrukluk, çifte vatandaşlık
(Hukuk) dual nationality
çifte vatandaşlık
dual nationality
التركية - التركية
Yurttaşlık
yurttaşlık , dayanışma
çifte vatandaşlık
İki ayrı millet vatandaşlığına sahip olma
vatandaşlık
المفضلات