vasi̇

listen to the pronunciation of vasi̇
التركية - الإنجليزية

تعريف vasi̇ في التركية الإنجليزية القاموس.

vasi
guardian

I thought you were Tom's legal guardian. - Tom'un yasal vasisi olduğunu düşünüyordum.

I'm Tom's legal guardian. - Ben Tom'un yasal vasisiyim.

vasi
guardian; executor; trustee
vasi
law

I had a consultation with a lawyer about my will. - Vasiyetim hakkında avukatımla istişarem var.

I asked the lawyer to make out my will. - Avukatın vasiyetimi hazırlamasını istedim.

vasi
tutelar
vasi
custodian

I am Tom's custodian. - Ben Tom'un vasisiyim.

vasi
conservator
vasi
guardian (of a child, an incompetent person)
vasi
tutor
vasi
executor (of an estate)
vasi
administrator
vasi
tutelary
vâsi
broad, wide
vâsi
wide, broad, vast
vasi
wide
kanuni vasi
(Fizik) legal guardian
vasi
trustee
vasi
limitless
vasi
warden
vasi
executor
vasi
curator
ferci vasi avret
fer process avret guardian
vasi
the guardian
birlikte vasi
(Kanun) joint guardian
kadın vasi
administratrix
vasi
large
vâsi
spacious
vâsi
diffuse
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف vasi̇ في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

vasi
visual approach slope indicator
vasi
signal lights at the sides of the runway which tell an aircraft about to land if it is on the correct approach course
vasi
Visual Approach Slope Indicator A series of lights using Fresnel lenses that cause them to change colors at different viewing angles, providing visual cues to pilots as to whether their aircraft is on the correct (or incorrect) vertical path for an approach to a runway
التركية - التركية
(Hukuk) Koruman; yasanın öngördüğü durumlarda,küçüklük ve hacir nedeniyle,bu tür kişilerin yararlarını korumak üzere,sulh yargıcı tarafından atanan kanuni temsilci
(Osmanlı Dönemi) (Vesâyet. den) Bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me'mur edilen kimse. Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse
VASi
Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse: "Garson, para kıymeti bilmediğim için bana karşı bir vasi tavrı takınıyor."- R. N. Güntekin. Ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimse
vasi
Bir yetimin ya da akılca hasta birinin malını yöneten kimse
vasi
Geniş, engin
vâsi
(Osmanlı Dönemi) geniş, bol, enli
VÂSİ'
(Osmanlı Dönemi) Her ihtiyacı olana vergisi kâfi ve bol bol ihsan eden. İlmi cümle eşyayı muhit, rızkı bütün mahlukata şâmil ve rahmeti bütün şeyleri kaplamış olan Allah C.C
VÂSİ'
(Osmanlı Dönemi) (Vasia) Geniş, enli. Bol. Engin. Meydanlı
الإنجليزية - التركية

تعريف vasi̇ في الإنجليزية التركية القاموس.

vasi
(Tıp) Kanal, yol
vasi
(Tıp) Damar, damarla ilgili
vasi̇
المفضلات