varsayım

listen to the pronunciation of varsayım
التركية - الإنجليزية
hypothesis

That's an interesting hypothesis. - O ilginç bir varsayım.

This is just a hypothesis. - Bu sadece bir varsayım.

assumption

That's a reasonable assumption. - Bu, mantıklı bir varsayım.

That's a safe assumption. - Bu güvenli bir varsayım.

supposition, assumption
supposition

That's a supposition, not a fact. - O bir varsayım, bir gerçek değil.

guesswork
hypothesis " hipotez, faraziye; supposition, assumption, presumption
conjecture

In any case, you are wrong in your conjecture. - Ne olursa olsun, varsayımında hatalısın.

guess
presume
suggest
(Matematik) hypotheses
(Bilgisayar) default
presupposition
presumption
varsayım niteliğinde
hypothetic
varsayım niteliğinde
hypothetical
varsayımlar
assumptions

What is the basis of your assumptions? - Senin varsayımlarının temeli nedir?

His conclusions are based on unproven assumptions. - Onun kanıları kanıtlanmamış varsayımlara dayanıyor.

hukuki varsayım
(Kanun) fiction of law
التركية - التركية
Hipotez, faraziye
Deneyle henüz yeter derecede doğrulanmamış ama doğrulanacağı umulan teorik düşünce, faraziye, hipotez
Kanıtlanmadan, geçici veya kalıcı olarak benimsenen önerme; deneyle henüz yeter derecede doğrulanmamış ama doğrulanacağı umulan teorik düşünce, faraziye, hipotez
(Hukuk) HİPOTEZ
(Hukuk) FARAZİYE
varsayım
المفضلات