Tom and Mary bought a house in the suburbs.
- Tom ve Mary varoşlarda bir ev satın aldı.
I think it's time for me to move to the suburbs.
- Sanırım varoşlara taşınmamın zamanıdır.
I live on the outskirts of Tokyo.
- Tokyo varoşlarında yaşıyorum.
Tom lives in a small town on the outskirts of Boston.
- Tom Boston'un varoşlarında küçük bir kasabada çalışıyor.
Tom lives in a three-bedroom house on the outskirts of Boston.
- Tom Boston'un varoşlarında üç yatak odalı bir evde yaşıyor.
Tom runs a small hobby farm on the outskirts of town where he keeps a few sheep and cattle.
- Tom, kasabanın varoşlarında birkaç koyun ve sığır yetiştirdiği küçük bir hobi çiftliği işletiyor.
I live in Savigny-sur-Orge, a small town in the Paris suburbs.
- Savigny-sur-Orge'de yaşıyorum, Paris varoşlarında küçük bir kasaba.
Alarming news came from the suburbs.
- Varoşlardan korkutucu haber geldi.
Tom lives in the suburbs.
- Tom varoşlarda yaşıyor.
I live in Savigny-sur-Orge, a small town in the Paris suburbs.
- Savigny-sur-Orge'de yaşıyorum, Paris varoşlarında küçük bir kasaba.
Tom lives in a three-bedroom house on the outskirts of Boston.
- Tom Boston'un varoşlarında üç yatak odalı bir evde yaşıyor.
Tom lives in a small town on the outskirts of Boston.
- Tom Boston'un varoşlarında küçük bir kasabada çalışıyor.