Bu makale kıymetsizdir.
- This article is of no value.
Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.
- Health is not valued till sickness comes.
Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu.
- Jefferson believed firmly in the value of education.
Sinüs ve kosinüs fonksiyonları -1 ve 1 arasında bir değer alır (-1 ve 1 dahil).
- The functions sine and cosine take values between -1 and 1 (-1 and 1 included).
Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
- A healthy man does not know the value of health.
Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
- The value of the painting was estimated at several million dollars.
Elmasa 5,000 dolar değer biçildi.
- The diamond was valued at 5,000 dollars.
Televizyon önemli bir kültür kaynağı olabilir, ve eğitim yayınlarına birçok okulda değer verilmektedir.
- Television could be an important source of culture, and its educational broadcasts are valued in many schools.
Eğer gerçekten aile değerlerine önem veren bir milletsek, çoğu kadının doğum yapmak için ücretli izin bile alamadığı gerçeğine katlanmazdık.
- If we’re truly a nation of family values, we wouldn’t put up with the fact that many women can’t even get a paid day off to give birth.
Bir insan her şeyin fiyatını bilebilir ve hiçbir şeyin değerini bilemez.
- A man can know the price of everything and the value of nothing.
Fiyatını düşünmeyin. Değerini düşünün.
- Don’t think of cost. Think of value.
Social scientists assert always value-free characteristics research and neutrality.
The theory deserves to be defined as value-bound, if it treats the value judgements as part and parcel of its framework.
Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.
- Health is not valued till sickness comes.
O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.
- He always values his wife's opinions.
Tom ve ben aynı değerleri paylaşmayız.
- Tom and I don't share the same values.
Saray farelerle dolu olduğunda topal bir kedi, hızlı bir attan daha değerlidir.
- A lame cat is more valued than a fast horse when the palace is full of mice.
Sami kendini yeterince değerli hissetmedi.
- Sami didn't feel valued enough.
Mary ahlaki değerlerini reddetti ve bir hiççi oldu.
- Mary renounced her moral values and became a nihilist.
Tom ve ben aynı değerleri paylaşmayız.
- Tom and I don't share the same values.
Tom ve ben aynı değerleri paylaşmayız.
- Tom and I don't share the same values.
Aynı değerleri paylaşmıyoruz.
- We don't share the same values.
The value of a crotchet is twice that of a quaver.
He tried to estimate the value of the produce at normal prices.
The value of my children's happiness is second only to that of my wife.
Gold was valued highly among the Romans.
I will have the family jewels valued by a professional.
I value these old photographs.
I establish the colors and principal values by organizing the painting into three values--dark, medium...and light. -Joe Hing Lowe.
The exact value of pi can never be computed.
The Shakespearean Shylock is of dubious value in the modern world.
Value Added Selling help your sales people focus on genuinely hearing customers' concerns.
... value that deeply. ...
... That's where the value is. ...