تعريف validity في الإنجليزية التركية القاموس.
- geçerlilik
- {i} geçerlik
- yürürlük süresi
- meşruluk
- sıhhat
- (Politika, Siyaset,Ticaret) yürürlük
- (Bilgisayar) geçerliliği
İddianızın geçerliliğini ispat edebilir misiniz?
- Can you prove the validity of your assertion?
Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.
- The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.
- dürüstlük
- yasaya uygunluk
- geçerli olma durumu
- doğruluk
- {i} yasallık
- {i} sağlamlık
- (Askeri) GEÇERLİK, DOĞRULUK; SIHHAT: Genel olarak bir personel ölçme cihazının ölçmesi beklenen ustalık, bilgi sahası, istihdat ve diğer nitelikleri ölçme derecesi; bir personel değerlendirme cihazının, fiili görev sahasında başarı gösterecek kimselerle bu hususta zayıf kalacak kimseleri önceden seçme derecesi. Bir maksat için gerekli olmayabilir. Geçerlilik bir ölçme cihazının asli niteliği değil, cihazın maksatlarıyla ilgilidir
- (Politika, Siyaset) hukuki yeterlik
- geçerlilik süresi
- valid
- {s} geçerli
Bilet bir hafta geçerlidir.
- The ticket is valid for a week.
O, 31 Mart, 1997 tarihine kadar geçerlidir.
- It's valid until March thirty-first, nineteen-ninety-seven.
- validity check
- (Bilgisayar,Teknik) onay denetimi
- validity check
- (Bilgisayar) geçerlilik sınaması
- validity checking
- (Bilgisayar,Teknik) geçerlilik sınaması
- validity period
- (Bilgisayar) geçerlilik süresi
- validity check
- onay kontrolü
- validity date
- Geçerlilik süresi
- validity of rates
- (Finans) ücretlerin geçerlilik süresi
- validity checking
- gecerlilik sinamasi
- validity coefficient
- (Pisikoloji, Ruhbilim) geçerlilik katsayısı
- validity control
- geçerlik kontrolü
- validity of contract
- (Kanun) akdin geçerliliği
- validity of contract
- (Ticaret) sözleşmenin geçerliliği
- validity of deed
- (Kanun) senedin geçerliliği
- validity of test
- testin geçerli kılınması
- period of validity
- Geçerlilik süresi
The period of validity is two years after the application being approved.
- valid
- doğru
Yeni sürümü bir giriş doğrulamak için yüz tanıma yazılımı kullanır.
- The newest version uses facial-recognition software to validate a login.
Doğrulama yöntemi Bowling'in raporlarına da dayanıyordu.
- The validation methodology was based also on Bowling's reports.
- valid
- {s} geçerli: valid passport geçerli pasaport
- valid
- geçer
Bu geçerli bir bakış açısıdır.
- This is a valid point of view.
Önermenin geçerli olup olmadığı üzerinde düşünmelisin.
- You ought to think over whether the premise is valid or not.
- construct validity
- (Pisikoloji, Ruhbilim) yapısal geçerlilik
- construct validity
- (Dilbilim) kurgusal geçerlik
- construct validity
- (Dilbilim) kurgusal geçerlilik
- content validity
- kapsam geçerliliği
- evidence validity
- (Ticaret) kanıtın geçerliliği
- external validity
- (Dilbilim) dışsal geçerlik
- external validity
- (Pisikoloji, Ruhbilim) dış geçerlilik
- response validity
- (Dilbilim) yanıt geçerliği
- valid
- sahih
- valid
- muteber olmak
- valid
- varid
- valid
- geçerliliği
Sizin iddianızın hiçbir geçerliliği yoktur.
- Your argument has no validity.
İddianızın geçerliliğini ispat edebilir misiniz?
- Can you prove the validity of your assertion?
- valid
- (Bilgisayar) geçerlidir
Bilet 29 Nisan tarihine kadar geçerlidir.
- The ticket is valid to April 29.
Bu vize ne kadar süre geçerlidir.
- How long is this visa valid?
- valid
- haklı
- valid
- (Tıp) geçerlilik
- valid
- cari
- content validity
- içerik geçerliliği
- data validity
- veri onayı
- determination of validity
- geçerlik belirlemesi
- valid
- sağlam temele oturtulmuş
- valid
- yasal
Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum.
- I think my complaint is valid.
- valid
- muteber
- valid
- mantıklı
Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
- With all due respect, I think they both had valid points.
- valid
- kanunî
- valid
- makul
- deductive validity
- (Felsefe) Tümdengelimli geçerlik
- discriminant validity
- ayırıcı geçerlik
- external validity
- dışsal geçerlilik
- face validity
- (Psikoloji, Ruhbilim) Yüzeysel geçerlilik: Bir testin, ölçtüğü söylenen şeyi ölçüyor gibi gözükmesi. Bu, öznel bir izlenimdir ve yanıltıcı olabilir, yani böyle gözükmesine rağmen gerçekten amaçlanan şeyi ölçmüyor, dolayısıyla gerçek bir yapısal geçerlilikten ve tahmin gücünden yoksun olabilir
- internal validity
- içsel geçerlilik
- legal validity
- Yasal geçerlilik
- approved validity number
- (Tekstil) yürürlük no
- concurrent validity
- kesişen geçerlilik
- concurrent validity
- (Pisikoloji, Ruhbilim) çakışmalı geçerlilik
- concurrent validity
- (Dilbilim) örtüşmeli geçerlik
- consequential validity
- (Dilbilim) sonuçsal geçerlik
- consequential validity
- (Dilbilim) sonuç geçerliği
- convergent validity
- (Dilbilim) uyuşum geçerliği
- criterion validity
- (Pisikoloji, Ruhbilim) kriter geçerliliği
- divergent validity
- (Dilbilim) uzaksak geçerlik
- empirical validity
- (Pisikoloji, Ruhbilim) ampirik geçerlilik
- empirical validity
- (Dilbilim) gözlemsel geçerlik
- empirical validity
- (Dilbilim) deneysel geçerlik
- gain validity
- geçerlilik kazanmak
- international validity
- uluslararası geçerlik
- predictive validity
- (Dilbilim) kestirim geçerliği
- predictive validity
- (Dilbilim) kestirimsel geçerlik
- predictive validity
- (Pisikoloji, Ruhbilim) tahmin geçerliliği
- technical validity
- (Askeri) TEKNİK MÜKEMMELİYET: Bir malzeme veya silahın tespit edilen prensiplere ve bilinen mahalli faktör ve ihtiyaçlara dayanan fiili doğruluğu
- valid
- {s} sağlam
- valid
- {s} yürürlükte
- valid
- validlymuteber olarak
- valid
- kanuni
- valid
- {s} doğru, sağlam: valid evidence sağlam kanıt
- valid
- meşru
- valid
- meşru olarak
- valid
- meriyette
- valid
- {s} yerinde
- valid
- {s} yasal, meşru: valid heir yasal mirasçı
- visa validity
- vize süresi